Medya Midas

Mardin'de gezilecek yerler neresi?

GEZELİM

Medeniyetlere ev sahipliği yapan Mardin'de gezilecek yerler neresi?

Farklı inanç gruplarının hoşgörü ve medeniyet içinde yaşadıkları büyülü atmosfer Mardin; M.Ö 4500 yıllarına dayanan köklü tarihi ile yıllar içerisinde pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır.

Sokaklar da gezerken her biri farklı medeniyete ait olan yapılara rastlayacaksınız. Camileri, kiliseleri, kaleleri ve muazzam görüntüdeki evleriyle, hayatta bir kere olsun gitmeniz gereken yerlerin başında geliyor.

1- Mardin Kalesi
Diğer bilinen ismiyle Kartal Yuvası olan Mardin Kalesi, şehrin çok büyük bir kısmının sırtını dayadığı bir yerdir. Kale; Subari, Sümer, Babil, Mitaniler, Asur, Hamdaniler, Selçuklular, Artuklu, Karakoyunlu, Pers, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Akkoyunlu, Safaviler, Osmanlılar dönemlerinin zafer kazanıp zaferler kaybettiği önemli bir kaledir.

M.S. 330 yılında ateşe ibadet edip güneşe tapan Şad Buhari adındaki bir kral buraya gelerek Mardin Kalesi’nde kalmıştır. Hastalıklarla boğuşan kral burada kaldığı süreç içerisinde iyileşme gösterince, buraya bir kasır yaptırarak yıl boyunca burada yaşamıştır. Sonrasıda memleketi Pers ve Babil’den pek çok asker ve sivil getirterek Mardin’e yerleştirmiştir. Halkın gelmesiyle birlikte M.S. 442 yılına dek çok fazla ilerlemelerin kaydedildiği görülmüştür. Bu yıldan itibaren sonra veba salgını olmasıyla birlikte hiç kimse sağ kalmamıştır, böylelikle kale boş kalmıştır.

M.S. 975-976’da Hamdaniler’den Hamdan Bin El Hasan Nasır El Devle Bin Abdullah Bin Ham kaleye eklemeler yaparak daha korunaklı bir hale getirmiştir. Ovadan bin metre yükseklikte yer alıyor olup, bir bölümü de sarp kayaların üzerindedir. Eğimin fazla olduğu yerlerde insanların rahatlıkla inip çıkma ihtimaline karşı surlar inşa edilmiştir. Güney kısmında bir gözetleme kulesi halen ayaktadır.

Evliya Çelebi’nin anlatmasında kale ambarlarının fazlaca erzak ve cephane ile dolu olduğundan bahsetmiştir. 19. yüzyılın yarısına kadar var olan surların günümüzde yalnızca bazı noktalarında temellerine rastlanmaktadır. Tarihte pek çok kez kuşatılan Mardin Kalesi, komutan Timur’u dahi delirten bir direnişi göstermiştir.

Sağlamlığını koruduğu zamanlarda altı tane kapısı bulunuyor olup bunlar; batıda Diyarbakır Kapı, doğuda Savur Kapısı, Kuzeyde Bab-ı Şavt, güneybatıda Bab-ı Zeytun, güneyde Bab-ı Cedid (Yeni kapı), kuzeybatısında ise Bab-ı Hamara’dır. Bu kapıların sağlam yapıda olmasını yüz yıllar boyu her kuşatmada alınamaması ile ispatlanmıştır. Pek çok şaire ilham olan Mardin Kalesi, şehrin en güzel manzarasına sahiptir. Bir rehber eşliğinde gezinizi yapmanızı tavsiye ederim.

2- Midyat Saat Kulesi
Midyat’ta meydan, kavşak, cadde ve sokaklar oluşturma çalışmaları kapsamında Mutlu ve Ekin Mahalleleri meydanına Mardin Midyat taşından saat kulesi inşa edilmiştir. Saat kulesinin uzunluğu 8 metreyken genişliği ise 9 metrekaredir. Antik görüntü oluşturan Midyatı’ın ünlü taşıyla yapılan bir süs havuzu ve ışıklandırmalar ile ihtişamlı görünüme kavuşan kule Midyat ilçesine ayrı bir hava katmıştır. Şehrin simgesi haline gelen kule 2015 yılında meydana gelen terör olaylarında zarar görmüş olup bir sonraki sene onarım çalışmaları yaparak restore edilmiştir. Gelen tüm ziyaretçilerin önünde mutlaka hatıra fotoğrafı çektirdikleri bir yerdir.

Saat kulesini ziyaret ettikten sonra etrafındaki Midyat dükkanlarını gezebilirsiniz. İçerisinde her türlü ihtiyacınıza uygun tüm her şeyi bulabileceğiniz dükkanlarda, şarap ve baharat çok daha fazla dikkat çekmektedir. Meşhur şarapların tadına bakmak isterseniz Süryanilerin bizzat kendi elleriyle yaptıkları Sür alabilirsiniz. yani Şarabı tadımını yapabilirsiniz. Dilerseniz kendiniz ve sevdiğiniz insanlara bir şişe satın alabilirsiniz.

3- Mardin Müzesi
1895 yılında Antakya Patriği İgnatios Behnam Banni tarafından, patrikhane olarak kullanılması amacıyla yapılmıştır. 1988 yılında Kültür Bakanlığı tarafından onarım çalışmaları kapsamında yenilenmiş ve 1995 yılında ise müze olarak faaliyet göstermeye başlamıştır. Müze içindeki üç ayrı sergi odasının yanı sıra, çocuk ve yetişkinler için öğretici ve eğlenceli etkinlikler düzenlenmektedir. Eğlenirken öğreneceğiniz müzede, kütüphane ve sanat galerisini mutlaka ziyaret etmelisiniz.


4-Midyat Devlet Konukevi
Üç katlı Midyat Konukevi, Midyat Kaymakamlığı tarafından satın alınarak konukevine dönüştürülmüştür. En alt katın ana kayanın oyulmasıyla elde edilmiş bir oda ve hemen yanında eklenen bir bölümden meydana gelmektedir. İkinci kat, büyükçe bir teras ile birlikte üç odası bulunuyor. Üçüncü ve son katta ise, yine geniş bir teras ve iki oda yer alıyor. Buradan dama bir kapı açılıyor ve en güzel yeri burası sanırım. Midyat’ın güzel manzarasını ayaklarınızın altına seriyor. Ayrıca pek çok dizi de kullanıldığı bilinenler arasında.

5- Mardin Bakırcılar Çarşısı
Bakır ve gümüş işlemeleriyle nam salmış Bakırcılar Çarşısı’nın bir diğer adı da  Kazancılar Çarşısı’dır. Eserlerini yapan ustaları yapım aşamasında izleyebilir ve buraya ait etnik kökenli eşya veya takı gibi el işçiliği ile yapılan ürünleri yakından inceleyebilir ve tabi ki satın alabilirsiniz. Mardin gibi kültür ve etnik yönden baskın bir yere geliyorsanız birbirinden muhteşem ürünleri incelemeden dönmemeniz gerektiğini düşünüyorum. Bakır ve gümüş el işlemelerine ilginiz varsa Mardin merkez ilçedeki Bakırcılar Çarşısı size hitap ediyor.

6- Tutabdin Platosu
Yüksek kalker platosunun üstündeki Tutabdin Platosu’nu, yüz yıllar önce keşişler yurt olarak kullanılmıştır. Görülmeye değer nitelikte bir kültür gezisi diyebilirim. Yukarı Mezopotamya’da yer alan bir kalkler platosu olup, Hizmetkarları Dağı ismiyle de biliniyor. Hizmetkarları Dağı ismiyle de biliniyor. Tanrı olarak adlandırılan bölge, 4. yüzyılda beri yapılan 80 manastırda keşişler ibadet etmişlerdir.

7- Deyrulzafaran Manastırı
Mardin’in 4 kilometre doğusunda, ovaya hâkim bir konumda yer alan Deyrulzafaran Manastırı, M.S. 5. yüzyılda Süryaniler tarafından inşa edilmiş. Tamamlanmasının ardından yüzyıllar içerisinde yapılan eklentilerle bugünkü görünümünü kazanan manastır, 1932’ye kadar Süryani Ortodoks patriklerinin ikametgâhı olarak kullanılmış. 52 patriğin mezarlarının bulunduğu dini yapının en önemli kısımlarını Mor Hananyo (Kubbeli), Meryem Ana kiliseleri ile Azizler Evi ve Güneş Tapınağı oluşturuyor. İnşa edildiği dönemde kullanılan mozaikleri halen daha sağlamlığını koruyan yapıyı ziyaret ederseniz, tarihi bir Süryanice İncil’i görme ayrıcalığına sahip olabilirsiniz.

8- Kasımiye medresesi
Mardin gezilecek yerler listesinde sırada Artuklular döneminde yapımına başlanan; ancak Timur yönetimindeki Moğollar’ın saldırıları nedeniyle yarım kalan Kasımiye Medresesi bulunuyor. 15. yüzyılda Akkoyunlu Sultanı Kasım İbn Cihangir tarafından inşası tamamlatılan yapı, Artuklu taş işçiliğinin ve mimarisinin görkemini yansıtması açısından oldukça değerli. Avlusunda öldürülen Kasım Paşa’nın kız kardeşinin yapıya astığı gömlekten sıçrayan kan izlerinin, duvarına su döküldüğünde görülebildiği rivayet edilen dini eğimi merkezi günümüzde El Cezire Sanat Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor.

9- Dara Mezopotamya Harabeleri
Döneminde bölgenin en görkemli ve en ünlü kenti olan Dara Mezopotamya Harabeleri, Nusaybin yolu üzerindeki Oğuz Köyü’nün sınırları içerisinde yer alıyor. Adını Pers Kralı 3. Dara’dan alan antik kent, M.Ö. 530-570 yılları arasında inşa edilmiş. Roma döneminde de önemini koruyan ve gelişimini sürdüren kentte kazı çalışmaları sonucunda sarnıçlar, kuyular, çarşı, kilise, tiyatro ve askeri amaçlı yapılar gün yüzüne çıkartılmış. Kayalara oyulmuş bölümleri de bulunan şehir, İpek Yolu üzerindeki konumu nedeniyle önce ticarette, daha sonra da dini konularda öne çıkmış.

10- Mor Gbariel Manastırı
Midyat’a bağlı Güngören Köyü’ndeki, Süryanilerin ana yurdu olarak bilinen Tur Abdin Yaylası’nda bulunan Mor Gbariel Manastırı (Deyrulumur), Mor Şmuel ve öğrencisi Mor Şemun tarafından 397 yılında inşa edilmiş. Değişik tarihlerde yapımlarına başlanmış, farklı tarzdaki binalardan oluşan dini yapıya, gelişiminde önemli katkılar sağlayan Turabbbin Metropoliti Mor Gabriel’in adı verilmiş. Süryani Kilisesi tarafından “İkinci Kudüs” olarak ilan edilen manastır, tamamlanmasının ardından o kadar ünlenmiş ki Roma ve Bizans imparatorlarından bağışlar almış.

11- Kırklar Kilisesi
Süryaniler’in Mor Behnam ve kız kardeşi Saro adına 569 yılında inşa ettikleri dini yapı, orijinali 12. yüzyılda camiye dönüştürüldüğü için Kırklar Kilisesi adıyla anılmaya başlanmış. Kilise, adını 3. yüzyılda Hristiyanlar üzerinde büyük baskı kuran Roma İmparatoru Dokios’a isyan etikleri için Sivas’taki bir buz gölüne sürülen ve burada donarak öldükten sonra şehit olarak anılmaya başlanan 40 askerden alıyor. 1170’te şehitlerin kemiklerinin getirildiği dini yapının öne çıkan bölümlerini 1.500 yıllık kök baskılı perdeleri, geniş avlusundaki çan kulesi ve duvarlarına ustalıkla kazınmış ince taş işçiliği oluşturuyor.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.