Medya Midas

Bilecik'te 160 milyon dolarlık yatırımın temelini attılar

HAYAT

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Bilecik'in Osmaneli ilçesinde Akgün Şirketler Grubuna ait Osmaneli Seramik ve Vitrifiye Fabrikası'nın temel atma törenine katıldı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Bilecik'in Osmaneli ilçesinde Akgün Şirketler Grubuna ait Osmaneli Seramik ve Vitrifiye Fabrikası'nın temel atma törenine katıldı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "(Fabrika yok, üretim yok) diyenlere sesleniyorum: Allah aşkına bir sorun kendinize. Durum dediğiniz gibiyse bu makine ve teçhizat yatırımları nasıl artıyor? Cevabı bilmiyorlarsa ben söyleyeyim. Ülkemizin dört bir tarafındaki müteşebbisler harıl harıl kapasite artıracak yatırımlar yapıyorlar da ondan." dedi.

Varank, Bilecik'in Osmaneli ilçesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in de katılımıyla Akgün Şirketler Grubuna ait Seramik ve Vitrifiye Fabrikası'nın temel atma töreninde yaptığı konuşmada, gruba ait seramik üretim fabrikasının 7'ye, vitrifiye fabrika sayısının ise 5'e çıkacağını söyledi.

Girişimcinin havayı iyi kokladığını vurgulayan Varank, Türkiye'nin gelecek projeksiyonunu en iyi onların gördüğünü anlattı.

Varank, Türkiye'nin şu anda dünyada yaşanan krizleri en doğru şekilde yönetmeye çalışan, Kovid-19 salgını sürecinde en hızlı dönüş yapan ülkelerden olduğunu dile getirdi.

Ülkenin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yoluna güçlü bir şekilde devam ettiğini anlatan Varank, "Ağustos ayında 21 milyar doların üzerindeki ihracat rakamıyla tarihi bir eşiği daha geçtik. 12 aylık ihracat 250 milyar doları aştı. İşsizlik oranı yüzde 10,3'e geriledi. Bu arada bir güzel haber de büyüme rakamlarından geldi. Türkiye, 'Resesyona girecek' diyenlere inat büyümeye devam ediyor. Hamdolsun 7 çeyrektir devam eden büyüme zincirine bir halka daha eklendi." ifadelerini kullandı.

Makine ve teçhizat yatırımlarının son çeyrekte yüzde 17,8'lik artışla güçlü bir şekilde sürdüğünü belirten Varank, şu değerlendirmelerde bulundu:

"(Fabrika yok, üretim yok) diyenlere sesleniyorum. Allah aşkına bir sorun kendinize. Durum dediğiniz gibiyse bu makine ve teçhizat yatırımları nasıl artıyor? Cevabı bilmiyorsa ben söyleyeyim. Ülkemizin dört bir tarafındaki müteşebbisler harıl harıl kapasite artıracak yatırımlar yapıyorlar da ondan. İnanın yatırımcılarımız yer bulmakta zorlanıp her gün kapımızı çalıyor. Şu anda doluluk oranları her geçen gün artan 341 OSB'miz var. Bunun yanında Edirne’den Diyarbakır’a, Samsun’dan Adana’ya 44 yeni OSB için yer seçim çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca birçok bölgede ilave alan çalışmaları var."

Bakan Varank, Osmaneli OSB'nin sınırlarına ilave edilmesi talep edilen yaklaşık 199 hektar alanın yer seçim çalışmalarını tamamlayıp ilgili taraflara bildirdiklerini aktardı.

Akgün Şirketler Grubunun 5 binin üzerinde çalışanının olduğuna değinen Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:

"1925 yılında tuğla üretimiyle yazmaya başladıkları başarı hikayesi, bugün tüm hızıyla devam ediyor. Şu anda seramik alanındaki 6 fabrikasında 45 milyon metrekarelik üretim hacmine sahip. Yapılan üretiminin yaklaşık yüzde 50'si, Amerika ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere 54 ülkeye ihraç ediliyor. Aynı şekilde vitrifiye alanındaki 4 fabrikasıyla sektörün önemli üreticilerinden biri durumunda. Bunu temelini attığımız seramik ve vitrifiye fabrikalarının ilk etap yatırım bedeli 100 milyon dolar. İkinci etap yatırımlarıyla beraber bu miktar 160 milyon doları aşacak. Üretimin yüzde 60'ı ihraç edilecek. İstihdam, öncelikli olarak 500'e, sonrasında bine ulaşacak."

Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak Akgün Şirketler Grubuna destek vermekten gurur duyduklarını bildirdi.

"Türkiye bölgesinde sözü dinlenen bir ülke haline geldi"

Türkiye'yi katma değerli üretimle büyütmenin derdinde olduklarını kaydeden Varank, bunun yolunun da yatırım, istihdam, üretim ve ihracattan geçtiğine değindi.

Kısa süre önce Avrupa ziyaretinden döndüğünü hatırlatan Varank, şöyle devam etti:

"(Avrupa'da) Emin olun tek gündem var: 'Biz bu kışı nasıl atlatırız? Acaba Avrupa Birliği olarak bu süreçten nasıl geçilir?' Şu anda Avrupa'da özellikle yüksek enerji tüketen gübre fabrikaları, demir çelik fabrikaları, seramik fabrikaları, bunların hepsi kapanmaya başladı. Çünkü dünyada bir türbülans var. Biz diyoruz ki bu türbülanslı dünyada Türkiye gemisini en güzel şekilde yürütmemiz lazım. Bunu da nasıl yaparız? İşte o gemiye çok sağlam, kararlı, istikrarlı bir kaptan lazım. Biz inanıyoruz ki o kaptan Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bakınız biz yıllar boyunca hep tribünden izleyen bir ülke olduk. Bizi kimse kale almazdı ama bugün 'Rusya-Ukrayna Savaşı'nda diplomasi masasını kurmamız lazım' dediklerinde o masayı nerede kuruyorlar? İstanbul'da kuruyorlar. 'Tahıl krizi var, dünya açlıkla karşı karşıya, bizim bu işi çözmemiz lazım' dediklerinde kimden destek istiyorlar? Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan istiyorlar. İşte biz büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etmenin derdindeyiz. 20 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz. Şimdiye kadar yaptıklarımızla hamdolsun Türkiye bölgesinde sözü dinlenen bir ülke haline geldi."

"Biz ülkemizi seviyoruz, bayrağımızı seviyoruz"

Salgın döneminde Türkiye'nin üretimi durdurmadığını anımsatan Varank, "Dünyaya şu mesajı gönderdik: 'Eğer alternatif bir üretim üstü arıyorsanız o üretim üstü Türkiye'dir' dedik. İşte bugün bütün global markalar kapımızı çalıyor. 'Beraber iş yapalım' diyorlar. 'Biz Türkiye'ye nasıl yatırım yaparız?' diye peşine düşüyorlar. İnşallah bu trendi biz devam ettireceğiz. Biz bir olursak, beraber olursak, ay yıldızlı al bayrağı nasıl daha yükseklere taşırız, bunun derdinde olup çalışırsak Allah'ın izniyle bu ülkenin başaramayacağı hiçbir şey olmaz. Bu her sektör için böyle." diye konuştu.

Bakan Varank, 4 gün önce Bilecik'in kurtuluşunun kutlandığını, dün de İzmir'in kurtuluşunun yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:

"İzmir'in Yunan işgalinden kurtuluşunun yıl dönümüydü. Bilmiyorum oradaki törenlere bakma fırsatınız oldu mu? Oradaki törenlerde ilin belediye başkanı çıktı. 10 dakika konuşma yaptı. 9 Eylül yani İzmir'in Yunan mezaliminden, Yunan işgalinden kurtuluşuyla ilgili bir konuşma yaptı ama 10 dakika boyunca bir kere bile Yunan'dan bahsetmedi, Yunanistan'dan bahsetmedi. Değerli kardeşlerim, işte bunun şuurunda olmamız lazım. Burası Osmanlı'nın kurulduğu topraklar. Ertuğrul Gazi'nin, Osman Bey'in toprakları. Birileri Osmanlı ile Cumhuriyet'i kavga ettirmeye çalışıyor. İşte birileri o kavgayı başardığında Yunan gelip sizin ülkenizi işgal ediyor. Biz bunlara fırsat vermeyeceğiz. Biz ülkemizi seviyoruz, bayrağımızı seviyoruz. Bin yıldır bu topraklarda beraber olarak bu mücadeleyi verdik. İşte hep beraber bu mücadeleyi de vermeye devam edeceğiz. Türkiye'nin geleceği aydınlık. Türkiye'nin geleceği gerçekten parlak."

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Gerek boru hatlarımız gerek LNG ve FSRU tesislerimiz gerekse de yer altı doğal gaz depolama tesislerimizle bu anlamda oldukça iyi bir durumdayız. Doğal gaz tedarikçileri sevkiyat programlarına uyduğu takdirde bu kışı sıkıntı yaşamadan geçireceğiz inşallah." dedi.

Dönmez, Bilecik'in Osmaneli ilçesinde Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın da katılımıyla Akgün Şirketler Grubuna ait Osmaneli Seramik ve Vitrifiye Fabrikası'nın temel atma töreninde yaptığı konuşmada, bu tesisin 160 milyon dolarlık yatırımla hayata geçeceğini bildirdi.

Fabrikanın tam kapasite işletmeye geçtiğinde 1000 kişiye istihdam sağlayacağını belirten Dönmez, tesisin tasarım ve katma değeri yüksek ürün konusunda da önemli bir boşluğu dolduracağını söyledi.

Bakan Dönmez, Bilecik'in seramik ve mermer üretimiyle öne çıkan bir il olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:

"Özellikle mermer rezervinde ilk 10, üretiminde ilk 15 şehir arasında yer alıyor. İnşallah bu yatırımlarla şehrimizin bu alandaki gücü ve konumu daha da pekişecek. Biliyorsunuz son dönemde Avrupa'da bir enerji krizi yaşanıyor. Avrupa hem tedarik hem de fiyatlandırma konusunda ciddi bir darboğazdan geçiyor. Medyadan takip ediyorsunuzdur doğal gazın tüketimiyle ilgili konularda çeşitli yaptırımlar hayata geçirdiler. Gerek boru hatlarımız gerek LNG ve FSRU tesislerimiz gerekse de yer altı doğal gaz depolama tesislerimizle bu anlamda oldukça iyi bir durumdayız. Doğal gaz tedarikçileri sevkiyat programlarına uyduğu takdirde bu kışı sıkıntı yaşamadan geçireceğiz inşallah."

Fiyatlar konusunda Türkiye'nin de dünyadaki gelişmelerden olumsuz etkilendiğini dile getiren Dönmez, "Burada da artışın vatandaşlarımız üzerindeki etkisini en aza indirmek için sübvansiyonlarımızı, bir başka deyişle vatandaşa desteğimiz artırarak devam ediyoruz. Doğal gazda yüzde 80 oranında sübvansiyon uyguluyoruz. Yani 100 liralık bir faturanın 80 lirasını biz devlet olarak karşılıyoruz." ifadelerini kullandı.

"Maden çeşitliliği açısından 168 ülke arasında 8'inci sıradayız"

Dönmez, son dönemde verimliliğe ilişkin düzenlemeleri hayata geçirdiklerini anımsattı.

En son, hanelerde ısı yalıtımına yönelik 50 bin liralık kredi paketi açıkladıklarını, sanayicilere enerji verimliliği konusunda teşvik ve destekler verdiklerini kaydeden Dönmez, şunları aktardı:

"Bütün gayretimiz elimizdeki imkanları en verimli, en etkili şekilde kullanmak. Enerji ithal ettiğimiz bir ürün. Petrolün neredeyse yüzde 92'sini, doğal gazın yüzde 99'unu ithal ediyoruz. O nedenle bu kaynakları kullanırken daha az enerjiyle, daha yüksek verimlilik sağlayan ürünler ve yapılar tercih etmeliyiz. Dünyada üretilen maden çeşitliliği açısından 168 ülke arasında 8'inci sıradayız. Bugün madencilik sektöründe 160 bine yakın çalışanımızla son 13 yılın en yüksek istihdam rakamına ulaştık. 2022'de madencilik sektörü istihdamımız geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,3 artış gösterdi. Yan sektörlerle düşünüldüğünde bu rakam 1 milyonun üzerine çıkıyor. Madencilik sektörümüzdeki üretim ve ihracat artışına paralel istihdamın da artması bizleri ziyadesiyle memnun ediyor."

Üretim tarafında da Kovid-19 salgını sürecindeki zorlu şartlara rağmen 2020 yılında 714 milyon tona, 2021'de 100 milyon ton artışla 814 milyon tona ulaştıklarını vurgulayan Dönmez, "Son 10 yıllık ortalamaya baktığımızda ise yıllık ortalama 742 milyon ton üretim yaptığımızı görüyoruz. İhracat tarafında ise son 20 yılda 10 kattan fazla bir artışla yaklaşık 6 milyar dolar seviyesine geldik. Geçtiğimiz yıl doğal taşlar, bor, trona, krom, ferro krom, feldspat ve tuz en fazla dış ticaret fazlası verdiğimiz madenlerimiz oldu." bilgilerini verdi.

"Çevre de bizim madenler de"

Bakan Fatih Dönmez, 2022'nin ilk 6 ayındaki ihracatta da bir önceki seneye göre yüzde 19'luk artışla 3,36 milyar dolara ulaştıklarını belirtti.

Elde edilen verilerin, bu yıl maden ihracatında yeni bir rekora imza atacaklarını gösterdiğine dikkati çeken Dönmez, "Bunu gittiğimiz her yerde söylüyorum. Bizim için madencilikte aslolan katma değerli üretimdir. Madenlerimizi işleyerek ara ve uç ürün haline getirerek ihraç etmektir. Yoksa diğer türlü biz üretiriz, başkası işler, 1 liraya sattığımız ham maddeyi işlenmiş olarak 5 liraya geri alırız." ifadelerine yer verdi.

Türkiye'nin tek çinko metal külçe üretimini yapacak tesisin temelini 2 yıl önce Siirt'te attıklarını hatırlatan Dönmez, şöyle konuştu:

"Tesisimiz geçtiğimiz yıl devreye girdi. Bunun yanı sıra bakır, alüminyum ve demir-pelet uç ürün odaklı entegre izabe tesisleri ile altın, gümüş ve ferro krom entegre tesislerimizi de devreye aldık. Bor cevherinde de ciddi bir atılım içerisindeyiz. Buradaki şehir efsanelerine son veriyoruz. Önümüzdeki hafta Balıkesir’de ferro bor tesisimizin temelini atacağız inşallah. Ferro bor, havacılıktan demir-çelik sanayine kadar birçok alanda kullanılıyor. Yerli teknolojinin geliştirilmesinde kritik bir bileşen. Biz üretimiyle, ihracatıyla, teknolojisiyle, AR-GE'siyle, iş güvenliği kültürüyle örnek bir madencilik sektörü inşa etmek istiyoruz. İhracatımızda lokomotif görevi görecek, gayri safi milli hasılamızda önemli bir paya sahip olacak, AR-GE'siyle yerli ve milli teknolojisinin gelişimine destek olacak bir madencilik sektörü olacak. Bizim tarafımıza düşen ne varsa her türlü desteği vermeye hazırız. Özel sektörümüzün de yatırımcılarımızın da yeni fırsatları değerlendireceğine inanıyorum. Biz iddialıyız, madencilik önümüzdeki yıllarda kalitesiyle Türkiye’nin adından en fazla söz ettireceği sektörlerden biri olacak."

Dönmez, "çevrecilik" kisvesi altında önlerine taş koymaya çalışanların da olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin madenleri yer altında kaldıkça onlardan mutlusu yok. Türkiye'nin enerji ve maden ithalatı arttıkça, yurt dışına ödediğimiz meblağ arttıkça vazifelerini yerine getirmenin gururunu yaşıyorlardır. Gittiğim her yerde, her platformda üzerine basa basa söylüyorum: Çevre de bizim madenler de. Ne birinden vazgeçeriz ne diğerinden. Yerin altı bizim için ne kadar değerliyse yerin üstü de bir o kadar değerlidir. Biz ikisini birbirine ne alternatif ne de rakip görüyoruz. Dünyada madencilik hangi kurallarla, hangi kaidelerle yapılıyorsa bizde de aynı şekilde yapılıyor. Türkiye’de madencilik çevre karşıtı bir iş koluymuş gibi bir hava estirilmeye çalışılıyor. Madenciliğin nerede, nasıl yapılacağı kanunlarla belirlenmiş durumda. Bölgedeki madencilik faaliyeti bittikten sonra bölgeyi tekrar nasıl rehabilite edeceğiniz yine kanunlarda tek tek yazılı. Birileri havanda su dövmeye, birilerinin değirmenine su taşımaya devam etsin. Biz milletimizin menfaati neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğiz."

Törende, Bilecik Valisi Kemal Kızılkaya, AK Parti Bilecik Milletvekili Selim Yağcı ve Akgün Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Akgün de birer konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından butona basılarak fabrikanın temeline ilk harç döküldü.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.