Medya Midas
2021-05-21 15:41:42

"Megri megriyi ben mi söyledim?"

Hakkı Kutlu

hakki.kutlu@medyamidas.com 21 Mayıs 2021, 15:41

Hangi akla hizmet Meral Akşener'i Rize'ye götürdülerse işte biliyorsunuz vatandaşın biri çıkıp "Sen PKK ile CHP ile işbirliği yapmıyor musun?" diye sorunca ne cevap aldı: "Megri megriyi ben mi söyledim, Osman Öcalan'ın mektubunu TRT'de ben mi okuttum!"

2015'ten önce bir süreç başlatıldı, hemen herkes biliyordur. "Açılım süreci" diye başlatılan çalışmalar sırasında devletin karar vericileri bir takım yanlış, büyük yanlış işlere imza attı. Amaçlanan, Türkiye'nin doğu ve batısını barıştırmak, ortak değerler etrafında birleştirmekti. Karar vericiler büyük yanlışlara imza attı, ancak buna rağmen PKK, işin meyve vermeye başladığını, toplum içindeki kutuplaşmanın yavaş yavaş son bulacağını anladı ve süreci baltalayarak yeniden savaş çıkardı. 2015 yılı 7 Haziran seçiminde yüzde 14'e dayanan HDP oyları, 1 Kasım seçiminde geriledi ve "Türkiye galiba barışıyor" diyen yaklaşık 1 milyon kişi tercih değiştirerek başka partiye oy verdi.

2015 yılında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir şey ispat etmiş oldu: Kürtlerin 35 yıldan fazladır talep ettiği her özgürlük ve hak verildi, ancak terör örgütünün amacı Kürtler değil, kendi varlığını sürdürmek. Bu süreç sonunda PKK'nın Kürtler için var olmayan, başkaları için kurulmuş bir terör örgütü olduğu kesinlikle ispat edilmiş oldu...

Benim yaşımda olanlar, yıllarca, kendimizi bildik bileli PKK ile mücadele eden hükümetler gördük, zaman zaman PKK ile en iyi mücadele eden, edeceğini söyleyen partilere oy verdik.

Bu ülkenin topraklarında milyonlarca kişi PKK hassasiyeti ile yaşadı, zaman zaman insanlar PKK ile Kürt kavramını karıştırıp Kürtlere düşmanlık kurdu. Eee tabii her etki bir tepkiyle karşılanır, yıllar içinde Kürtler de daha bir içlerine kapanıp yüzde 4'ler seviyesindeki HDP ve önceki partileri yüzde 10'un üstüne taşıdı...

***

Üniversite öğrenciliği hayatımda iki konuda devletin yanlış davrandığını düşünürdüm. Birincisi 'başörtüsü' merkezinde dindar insanlara bakış ve ikincisi de Kürtler'in haklı isteklerinin, terör örgütü bahanesiyle görmezden gelinmesi...

Çok şükür ki, devletimiz bu iki büyük yanlış konusunu da halletti ve artık ne dindarlar ne de Kürtler bu ülkede herhangi bir özgürlük sorunu yaşamıyor.

Güneydoğu geçen yıllarda yatırıma boğuldu, terör tamamen bitse daha neler yapılacak neler...

2016'dan sonra anladık ki FETÖ işgalindeki ordu, yıllarca bırakın terör ile mücadele etmeyi, yaptıklarıyla devletine düşman bireyler yetiştirmiş bölgede...

Eeee tabii, 35 yıldan fazla süren yıkımın üç-beş yılda halledilmesini beklemek de büyük hata olur.

Diyeceğim şu ki, "Açılım süreci" sırasında yapılan bütün kocaman yanlışlara rağmen Devlet, cümle aleme, Kürtlerin özgürlükleriyle bir sorunu olmadığını, Kürtlerin bu ülkenin asli vatandaşı olduğunu ve talep edilenlerin tamamını hayata geçirebileceğini göstermiş oldu...

Bence "Açılım süreci" fikir olarak doğruydu, Devlet büyük fayda sağladı. Terör örgütünün en ufak bir haklı varlık sebebi kalmadı!

Ve fakat o tarihlerde benim gibi düşünenlerin sayısı bir hayli azdı...

***

Kürtlerin büyük çoğunluğu, tıpkı İçanadolu'daki milliyetçi/ulusalcı kitle gibi 'yenilmişlik' psikozuna kapıldı ve süreci desteklemedi...

Kürtlerin çoğu, Türklerin çoğu, Çerkesler, Karadenizliler, Egeliler falan derken toplumun yüzde 75'inden bırakın destek almayı büyük tepki gördü süreç ve o sıralarda iktidar olan AK Parti. Diyeceğim o ki, AK Parti o süreçte, devlet adına yaptığı işler nedeniyle büyük darbe aldı, kendisine oy veren kişiler tarafından yerden yere vuruldu. 7 Haziran 2015 seçimlerinde aldığı oy, AK Parti'nin nasıl bedeller ödediğinin bir örneğidir.

Büyük bedel ödeyecekti, ancak yine de Devlet için bu taşın altına elini koymayı tercih etti...

Bundan 6-7 yıl önce "Devlet asla bir terör örgütüyle aynı masaya oturmaz" diyenler, 2016'dan sonra görüyoruz ki birden fikir değiştirdi...

Değiştirsinler tabii ki, yanlış fikirde ısrar etmek doğru değildir, bence her kim yanlış olduğunu düşündüğü fikrini ve mahallesini değiştiriyorsa onu kutlamak gerekir.

"Fikir değiştirdi" diyorum, ancak biraz kurcalayınca değiştirilen herhangi bir fikre rastlayamıyoruz. Yapılan sadece siyasi kurnazlık olarak duruyor...

"Ben, PKK'nın siyasi kolu HDP ile işbirliği yapacağım, ancak bunun getirdiği sorumluluk ve sıkıntının en küçük etkisini de yaşamayacağım" diye özetleyebiliriz bu düşünceyi...

İYİ Parti ve Genel Başkanı Meral Akşener şu tavrı gösterse evet, siyasi bedel öder, ama dik duruş sergilemiş olur: "Biz yıllarca AK Parti'yi eleştirdik açılım süreci nedeniyle. Ancak o tarihte yapılan bazı yanlışlara rağmen sürecin kendisi doğruymuş. Toplumun her kesiminin barışması şart oldu. O zaman Selahattin Demirtaş ile sadce kahvaltı etmeyecek, bir güzel de barışıp beraber seçime gireceğiz. Amaç Türkiye'nin birliğidir."

Ya da...

"Biz zamanında eleştirdiğimiz şeylerin benzerini yapmayız, yapamayız. Eyyy CHP, sen istiyorsan HDP ile birlikte ittifak kurup seçimlere birlikte gir, biz, bizim gibi düşünen partilerle yeni bir ittifak kuruyoruz. Bakın sizinkiler 'Demokrasi ittifakı' istiyor, biz 'Millet İttifakı' olarak vatandaşa üçüncü bir seçenek sunacağız" diyerek başka bir dik duruş sergileme seçeneğine daha sahipler...

Ancak hiçbirini yapmıyorlar...

***

"Megri megriyi biz mi söyledik, Osman Öcalan'ın mektubunu TRT'de biz mi okuttuk" diyorlar, böylece aslında HDP ve dolayısıyla PKK ile işbirliği yaptıklarını kabul ediyorlar...

Diyelim ki AK Parti geçmişte PKK ile işbirliği yaptı, şimdi birilerinin çıkıp "Sen yapmıştın o zaman, şimdi de ben yapıyorum" demesi bir itiraf değil midir?

Tamam yapıyorsun, niye kabul etmiyorsun?

AK Parti geçmişte yanlış bir iş yaptıysa aynı yanlışı senin yapma hakkını sana kim veriyor?

AK Parti'nin yıllardır eleştirdiğiniz hareketlerini bir gün sizin de yapmayacağınızı nereden bileceğiz o zaman?

İktidara geldin, sapır sapır Şehir Hastanesi yaptırıyorsun. Sana, "Hani Şehir Hastanelerini eleştiriyordun, şimdi niye yapıyorsun?" diyorlar, sen de "Zamanında niye eleştirmedin bu işleri, megri megriyi ben mi söyledim" diye yanıt veriyorsun. Olur mu?

Olmaz!

"Kötü, örnek gösterilemez" diye bir sözümüz var. 'Bir şeyi rakibim yapınca kötü, ben yapınca iyi' diyemezsiniz. HDP ile beraber hareket etmek konusu açıldığında her kim "megri megri" diyorsa bilsin ki "PKK ile işbirliği yaptığını itiraf ediyor" ve arkasından zamanında eleştirdiği şeyin aynısını kendisi yapıyor!

Bir siyasi parti, bir işi ya eleştirmez ya da eleştiriyorsa aynısını kendisi de yapmaz...

Meral Akşener'in yapacağı iki şey var...

Ya, "Açılım süreci doğruymuş" diyecek ya da bir an önce kendisine yeni bir alternatif ittifak kuracak...

Tabii bu tür önemli kararları, parti kurmaylarıyla birlikte kendisi alabiliyorsa!..

Yorumlar (1)

İrfan Kara 3 Yıl Önce

Okunmaya üzerinde düşünmeye değer bir yazı olmuş tebrikler

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.