07.09.2021, 10:57

Battık mı Hakkı Kutlu?..

Hakkı Kutlu dün güzel bir yazı kaleme almış. Çok güzel tespitlerde bulunmuş.

Birçok tespitinin altına imzamı atarım…

Ancak sonuç önerisine pek katılmıyorum.

İki seneliğine yatırımların durdurulması ve refahın artırılmasına yönelik çalışmalara başlanmasını öneriyor.

Doktorum ya…

Aklıma şöyle bir teşbih yapmak geldi…

Mutlu bir evliliğiniz var ve bunu bir çocukla daha da artırmak ve taçlandırmak istiyorsunuz…
Lakin dokuz aylık gebelik ve finalindeki doğum süreci ve sancılarını yaşamak istemiyorsunuz…
Modern tıp çok ilerlese de henüz sipariş verip dokuz ay sonra size sizin bebeğinizi size hiç bir zahmet  vermeden sağlıklı bir şekilde teslim edebilecek seviyeye gelmedi…Geleceği bilmem ama bugün durum bu…
Yani o bebeği istiyorsanız bir takım sıkıntılara katlanmak zorundasınız…
Mevcut süreçte eşiniz size çok ihtimal gösterir, sezeryen gibi, epidural anestezi gibi kolaylaştırıcı birçok şeyi sağlayabilirsiniz…
Türkiye'nin durumu da benzer…
Bu Yeniden Büyük Türkiye'nin doğuşu bir takım sancılı süreçlerden oluşacaktır.
Mevcut yönetim yani Erdoğan bu süreci olabildiğince konforlu geçirmemiz için aslında alınması gereken bütün tedbirleri almış durumda…
Hatta bu tedbirlerin altyapısı (ki daha önceki yazılarımda üzerinde durduğum gibi en önemlilerinden birisi bilinçli kayıt dışı ekonomidir) on yıllardır devlet tarafından hazırlanmaktadır.

Mesela…
Hali hazırda satın alma gücü paritesine göre GSYİH rakamlarımız IMF'ye göre 11. büyük, Dünya Bankasına göre 13. büyük ekonomiye sahibiz.
Kayıtdışı ekonomi rakamlarımızı, ki en iyimserinden yüzde 30 desek birden 7. büyük ekonomi oluveriyoruz.
Bu arada bu satın alma gücü paritesini de Mahfi Eğilmez’den alıntı yaparak bir tanımlayayım; "Satınalma gücü paritesi (SAGP) ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılıklarını ortadan kaldırarak farklı para birimlerinin satın alma güçlerini eşitleyen bir değişim oranını ifade ediyor.  

Bir kilogram domatesin ortalama olarak Türkiye’de 5 TL, ABD’de ise 2,5 dolar olduğunu varsayalım. Bu durumda yıllık geliri 10.000 dolar olan bir Amerikalı yılda (10.000 / 2,5 =) 4000 kg domates alabilir. Aynı miktar domatesi alabilmesi için bir Türk’ün yıllık gelirinin 20.000 TL olması yeterlidir.

Burada konuyu basitleştirmek amacıyla yalnızca tek bir mal (domates) için yaptığımız bu hesaplama çok sayıda mal ve hizmetin bulunduğu bir sepet için yapıldığında karşımıza genel bir satınalma gücü oranı çıkar ve bu oranı gelire uyguladığımızda satınalma gücü paritesine göre gelir hesabına ulaşmış oluruz.

Dünya Bankası, Gayrısafi Ulusal Gelir (Gross National Income -GNI) adını verdiği gelir hesabını satınalma gücü paritesiyle yapmaktadır. Bunu yaparken ABD’yi temel almakta ve ABD’nin GNI’sini satınalma gücü paritesiyle hesaplanmış olan GNI’ye eşit kabul etmektedir. Örneğin Türkiye’nin kişi başına GSYH’sı 2010 yılında 10.079 dolar, satınalma gücü paritesiyle yapılan kişi başına GNI’si 15.530 dolar olarak hesaplanmaktadır. Bu durumda 10.079 dolar yıllık geliri olan bir Türk ile bir Amerikalıyı kıyasladığımızda Türk o parayla 15.530 dolarlık alış veriş yapabilirken Amerikalı 10.079 dolarlık alış veriş yapabilmektedir. Bir başka ifadeyle aynı dolar gelirini elde eden bir Türk, Amerikalıya göre yüzde 50 daha fazla alış veriş yapabilme imkânına sahip bulunmaktadır. İşte bu aradaki fark satınalma gücü farklılığından kaynaklanıyor. “

Şimdi…

Yine IMF’nin satın alma gücü paritesine göre yaptığı kişi başı yıllık milli gelirimiz 28.000 $ civarındadır.
Yine yüzde 30 kayıtdışı hesabı ile 40.000 dolar seviyesini zorlamaktadır.
Madem bu kadar zenginiz bu pahalılık nedir değil mi Sayın Kutlu?
Bu da üretimde bir üst sınıfa atlamanın getirdiği sancılı süreçlerdir.
Elbette pandemi ve dünyadaki total ekonomik kriz ve çalkantıların da ciddi etkisi vardır.
Özellikle gıda ve pek çok hammadde dünya piyasalarında uzun süredir sert yükselişlerde…

Uzun sözün kısası Sayın Kutlu…
Bir günün bile çok uzun bir zaman sayıldığı günümüzde ne Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın, ne de Türkiye ‘nin yatırım ve kalkınma konusunda bırakın frene basmayı, ayağını gazdan çekme lüksü bile yoktur…

Erdoğan ve ekibi milletimize bu süreci hakkı ile anlatıp 2023'ü de vizyonsuz ve çapsız muhalefete karşı rahatça kazanacak ufka sahiptir.

Milletimiz de daha önce defalarca gösterdiği gibi yine sandıkta Anadolu irfanı ve ferasetini gösterip bu sürecin bir kesintiye uğramasına müsaade etmeyecektir.

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@