24.09.2022, 14:06

Büyükerşen işçilere değil de Kazım Kurt'a mı patladı yoksa?

Yaklaşık iki hafta geçti. Herkes Yılmaz Büyükerşen'in belediyede çalışan bazı işçilere 'provokatör' demesini konuştu, kimi hak verdi, kimi küfür etti, ancak görüyorum ki, kimse, ama hiç kimse gerçekte kime, ne mesaj verildiğini dile getirmedi!

İki hafta bekledim, maalesef iş yine başa düştü. İş, aslında Büyükerşen'i savunmak gibi gözükünce sessiz kaldığımı, sonra da bu sessizliğin bana yakışmadığını fark ettim...

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Murat Özcan, işçilerle yapılacak yeni toplu sözleşmeyi sordu, 11 Eylül tarihinde yapılan toplantıda Başkan Büyükerşen'e...

Büyükerşen, "Bu konuda müzakereler devam ediyor. En son ben komisyona görüşlerimi bildirdim. Diğer illere de baktığımızda, gördüğüm kadarıyla, Ankara dahil, güneydeki illerimiz, yani zengin iller dahil, bizim arkadaşlar verilenlerin en üst seviyesinde zam öneriyorlar. Benim gördüğüm kadarıyla altından kalkılacak gibi değil. Diğer yandan işçiler arasında provakatörler olduğunu da açıkça söylüyorum sizlere. Onlar için de gereken yapılacaktır. Kışkırtanlar var. Ne olur? Greve giderler! Giderler. O grev süresince de kaç bin işçi onları beslerler! Bi tarafta binlerce işsiz, kapımıza her gün gelip iş isterken, bi tarafta belediyede hasbelkader işçi olmuşlar, her türlü imkana sahip olanların şu yaptığı ortada!" diye yanıt verdi...

Ortalık karıştı tabii ki...

Eskişehir'de muhalefette olan AK Parti ve MHP'lilerin Başkan Yılmaz Büyükerşen'in bu sözlerini eleştirmesi en doğal hakları ve eleştirdiler de sonuna kadar...

Ve fakat hiç düşündünüz mü, AK Partililerin ulaşamayacağı, ulaşsa da normalde yayımlatamayacağı sözleri yayımlayan, Türkiye genelindeki "sol" kimlikli yayın organlarına bu görüntüleri kim servis etti?

Türkiye genelinde Yılmaz Büyükerşen "solcu" zannedildiği için, konu, 'solcu bir başkan işçilere nasıl provokatör diye hitap eder" ekseninde değerlendirildi...

***

Bir kere şunu söyleyeyim, Yılmaz Büyükerşen "solcu" değildir...

Yılmaz Büyükerşen "sağcı" da değildir...

Eğer Mustafa Kemal Atatürk'e "solcu" ya da "sağcı" diyebiliyorsanız, o vakit Büyükerşen için de kullanabilirsiniz bu tabirleri! Zira Yılmaz Büyükerşen'in tek bir siyasi görüşü vardır: Büyükerşen, Atatürkçü'dür...

Büyükerşen siyasi olarak doğucu, yaşam tarzı olarak batıcı, elitist, ekonomiye bakışı kapitalist, hakim dünya güçlerinin yanında ve sonuna kadar Atatürkçü bir kişidir...

Kendisine "solcu" da diyemezsiniz, "sağcı" da...

O sebeple Türkiye'deki yanlış kanı nedeniyle Yılmaz Büyükerşen'in "işçi sınıfına" bakışını yadırgayanlar büyük bir yanılgı içinde...

Büyükerşen'in işçilere bakışı şudur: Biz işçilere güzel para veriyoruz. Ona rağmen greve giderlerse provokatörleri, diğerleri besler. Dışarıda bu kadar işsiz varken, herkes otursun oturduğu yere...

İşçiler arasında provokatörler olmasa da işçilere bakışı budur Başkan Büyükerşen'in...

Yanlış olan, Büyükerşen'in işçi sınıfına bakışını bilmeden onu destekleyen ve laf söyletmeyen sosyalistlerin, bu sözleri hayretler içinde karşılamasıdır...

Ancak benim anlatmak istediğim konu başka...

Ne diyor Başkan Büyükerşen?

"Bi tarafta binlerce işsiz, kapımıza her gün gelip iş isterken, bi tarafta belediyede hasbelkader işçi olmuşlar, her türlü imkana sahip olanların şu yaptığı ortada..."

Başkan Yılmaz Büyükerşen, tam 23,5 yıldır, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı...

Yani, 'hasbelkader belediyede işçi olmuş' olanlar, çok hem de çok büyük bir ihtimalle kendi döneminde işe alınmış kişiler...

Eğer bu "provokatör" diye kastedilenlerin tamamı 25 yıl ve üstü çalışan işçi değilse durum bu!

Tabii ki Yılmaz Büyükerşen'den binlerce belediye çalışanının tamamını, tek tek tanımasını beklemiyoruz...

Peki, bu provokatör işçiler neden son yıllarda yapıyor bu provokasyonları?

***

Bundan 14 yıl önce Kazım Kurt ve Erdal Caferoğlu, CHP'den iki yıllığına "uzaklaştırma" cezası alınca Yılmaz Büyükerşen ile hareket etmeye başlamış ve 2009 yılında da "meclis üyesi" olarak Büyükşehir Belediyesi'nin içine girmişlerdi...

Başka arkadaşları da vardı, ama bu anlatacaklarımı bu iki isim yapmıştı...

O tarihe kadar "Yılmaz Büyükerşen, sosyal demokrat olmasına rağmen hiç sosyal demokrat olanları işe almıyor. Belediyedeki çalışanların neredeyse tamamı ülkücü" diye konuşulurdu.

Meclis üyesi olduktan bir süre sonra Kazım Kurt ve arkadaşları sağda solda, "Biz geldikten sonra Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ilk kez sosyal demokrat işçi gördü. CHP'lileri ilk kez biz işe soktuk" diye konuşmaya başlamış ve sonra Büyükerşen ile birlikte CHP'ye döndüklerinde, delege yarışında bu durumdan çok 'ekmek' yemişlerdi...

O tarihlerde bazı belediye bürokratları da Kazım Kurt ile birlikte hareket edip Belediye şirketlerini CHP'liler ve bir takım radikal sol gruplarla doldurmuştu...

İşte...

Başkan Yılmaz Büyükerşen'in "hasbelkader işe girmiş" dedikleri bu işçiler galiba...

Şimdilerde işçilere "makul" düzeyde zam öneriliyor, bir kısım işçi verilenin iki katı kadar maaş istiyor ve diğer işçileri provoke ediyor demek ki...

Yılmaz Büyükerşen aslında "belediye işçilerine" değil de...

Yani, belediyede çalışıp, işini yapıp, Türkiye şartlarında emeklerinin karşılığını almak isteyen işçilere değil de...

Kazım Kurt ve arkadaşlarının "bir şekilde" işe soktuğu, kendisini "sosyalist" diye nitelendiren ve hiçbir şeyi beğenmeyen kişilere mi laf söylüyor?

Bence...

Yılmaz Büyükerşen, artık Kazım Kurt'a o kadar kızıyor ki...

Kendisinin bu sözlerini Türkiye gündemine taşıyanların da Kazım Kurt'un yakınlarında bulunanlar olduğunu biliyor, hissediyor...

Benden söylemesi...

Büyükerşen, asıl provokatörün kim olduğunu çok hem de çok iyi biliyor!

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@