banner163

29.07.2023, 18:16

CHP'li küstahlığı İYİ Parti'ye de bulaşmış!

Size bu yazıyı Ankara'dan yazıyorum!..

Nasıl?

Böyle yazınca çok havalı oluyor değil mi?

Sanki Ankara'ya gelmişim de siyasetin derin koridorlarında dirsek çürütüyormuşum gibi...

Yok, öyle değil tabii ki, eşimin kuzeni evlendi, törende yalnız bırakmadık. Sadece bu...

Tabii biz Ankara'dayken, Eskişehir siyaseti bizi yalnız bırakmadı, telefonlar, mesajlar. Hangi radyoyu açsam Nebi Hatipoğlu, hangi haber kanalını izlesem Nebi Hatipoğlu...

Bu konuda o kadar çok yorum yapıldı ki, ben size kalkıp da Eskişehir Haber Ajansı'nda okuduğum uzun uzun sözleri buradan aktarmayacağım...

Aklıma takılan bir iki konu var, onlar hakkında düşüncelerimi paylaşacağım o kadar...

Bir kere şunu peşinen söyleyeyim, Nebi Hatipoğlu, birkaç meslektaşımla yaptığı sohbette, siyaseti hiç bilmediğini itiraf edercesine konuşmuş. Gazeteciliğimin ilk yıllarında ben de 'avizeci dükkanına girmiş fil' gibi yazılar yazardım. Amacım dikkat çekmek, okur sayımı artırmaktı tabii ki. Nebi Hatipoğlu'nun dikkat çekmek gibi bir isteği/ihtiyacı olmadığı için "siyaseti bilmediği" yönünde çıkarımda bulundum. Siyaseti bilmemek de ne suç, ne kusur. Zaten kendisine sorsanız, o da "Ben siyaseti bilmem" diyecektir...

Sohbetin geneliyle ilgili ikinci tespitim de, Nebi Hatipoğlu gibi bir kişinin, bu sözlerinin altında mutlaka başka şeyler olduğudur. İyi pazarlık yapar, bir sonraki hamleyi düşünerek planlar hayatını. O sebeple emin olun, yerel seçimlerde partisi ve kendisinin bir kenarda kalmamasını sağlamaya çalışıyor, bir nevî, açık pazarlık yapıyor...

***

Şimdi bazı cümlelerine geçelim müsaadenizle...

'Neden CHP ile ittifak yapmak zorundayız, AKP ile MHP ile de ittifak yapabilmeliyiz' özetiyle konuşmuş ya...

Haklı, sonuna kadar, dibine kadar haklı...

Siyasette normalde insanlar kendi dünya görüşüne yakın insanlarla beraber yol yürür. AK Parti, MHP, BBP, İYİ Parti'de siyaset yapan ya da bu partilerin seçmenlerinin dünya görüşü aşağı yukarı beraber...

Ancak, Nebi Hatipoğlu, tıpkı "Büyükerşen hocamız için son 1-2 yıldır çalışmıyor" demiş ya, sanki Türkiye ve Eskişehir gerçeklerini sadece son 3 yıldan ibaret sanıyor gibi konuşmuş...

İYİ Parti'nin kurulma sebebi ve her seçimde topladığı oy sayısı, "Kendisini milliyetçi/seküler olarak tanımlayan kitle"den oluşuyor...

Bu tanımı kısaca "Erdoğan düşmanlığı/AK Parti karşıtlığı" diye de dillendirebiliriz...

İYİ Parti'ye oy veren herkesi, parti yöneticileri AK Parti ile ittifak yapınca kendisiyle birlikte bu tarafa geçmek isteyen insanlardan oluşuyor sanması ancak tecrübesizlikle açıklanabilir!

Bakın, kendisi, "AK Parti" demiyor, "AKP" diyor. Misal, rahmetli Kemal Unakıtan ile birlikte Eskişehirspor'u Süper Lige çıkarırken, çok iyi hatırlıyorum, "AK Parti" diye bahsederdi...

Kendisinde bile "AK Parti" tabiri "AKP"ye evrilmişse, partisinin kitlesini iyi tanısın...

AK Parti ile ittifak yapmayı içlerine kolayca sindirebilecek kişiler olsalardı, MHP'den neden ayrıldılar ki!

Haaa bana kalırsa İYİ Parti, hemen, derhal, şimdi, çok geç bile kaldı, Cumhur İttifakı ile birçok konuda ortak hareket etmeli, Hatipoğlu çok haklı bu konuda...

Tek bir farkla...

MHP bilgeliği ile CHP küstahlığı ile değil!..

***

Örneğin, Hatipoğlu, AK Parti ve MHP ile yerel seçimlerde birlikte olmalarının daha sağlıklı olacağını söylüyor, haklı olarak. Ve fakat, Celalettin Kesikbaş, Metin Güler gibi isimlerin adaylığı etrafında birleşmekten bahsediyor...

Kesikbaş'ı da Güler'i de tanırım, ağbilerim gibi görürüm. Ancak yanlarına Hatipoğlu ve dolayısıyla ekleneceği muhtemel birkaç ismi düşününce; tamamen karşımızda "zenginler kulübü" görüyorum nedense...

Ben de nerede bir "zenginler kulübü" görsem (zengin demiyorum dikkat edin) hemen "karşı tarafta" olma refleksine bürünüyorum...

Cumhuriyet; biliyorsunuz, zenginleri, mutlak monarşiden kollamak ve yönetime ucundan dahil edebilmek için bulunmuş bir sistemdir...

Demokrasi de sayıca kalabalık olan 'sıradan' insanları, zenginlerden kollamak ve yönetime ucundan dahil edebilmek için bulunmuş bir sistemdir...

Solcu damarım şiştiği için değil, sadece demokrat olduğum için 'zenginler kulübü' kavramından uzak durur; zenginlerin teker teker değil, ancak bir araya geldiklerinde her zaman biz, zengin olmayanları üttüklerini bilirim!

Nebi Hatipoğlu, Anadolu şehirlerinde yıllardır var olan "şehrin sahibi eşraftır" cümlesinden yola çıkarak, Belediye yönetimlerinin, 'sırf' zengin oldukları için kendilerine verilmesi gerektiğini düşünüyorsa o zaman ittifak yapacağı adres AK Parti değil, bilakis CHP'dir!

AK Parti, sıradan vatandaşları, zenginlere karşı, korunabilecek kadar, koruyabildiği için 20 yıldan fazladır iktidarda çünkü...

Yoook, 'saydığım isimler zengin olduğu için değil, liyakât gereği' diyorsa...

O vakit de ikide bir "Kenar mahalleleri gezmeye başladım, ay ne kadar aç, fakir insan var, aş evi kuracağım, insanımızın aç karnını doyuracağım" diye konuşmaktan vazgeçsin bi zahmet!..

Son 15 yıldır, devlet de belediyeler de açta, açıkta insan bırakmadı çok şükür...

Biz sıradan insanlara destek olmak istiyorsa fabrika açsın, bol bol...

***

Büyükerşen mevzusuna gelip konuyu kapatalım isterseniz...

Efendim, Yılmaz Büyükerşen için 'son 1-2 yıldır çalışmıyor' diyenler varmış!

Efendim, 90 yaşında belediye başkanı olur mu, bilmiyormuşmuş!

CHP'li seçmende büyük bir küstahlık var yıllardır: "Partimiz asla yanlış politika uygulamıyor, biz seçim sürecinde asla yalanlar üzerine kurulu stratejilere kurban gitmiyoruz, yalan söyleyeni anında anlarız. PKK ve FETÖ gibi terör örgütleriyle ittifakı ilk önce onlar yaptı. Biz kandırılamayız, haklıyız, her zaman haklı kalacağız. Biz yanılmayız! Hata, bizde ve bize dayatılanlarda değil, isimlerde. Ekmeleddin olmasa kazanırdık, İnce olması kesindi, Kılıçdaroğlu değil İmamoğlu olsaydı yüzde 123 oy alıyorduk..."

Bu küstahlık son seçimden sonra nobranlığa döndü, o ayrı konu...

Nebi Hatipoğlu da sanki bu küstahlığa bulaşmış gibi!

Büyükerşen son 12 yıldır hiçbir iş yapmıyor, hiiiççççç...

Ancak Hatipoğlu, Kesikbaş, Güler (O bahsettiği için bu isimleri de veriyorum) ve binlerce kişi son seçimde hata yapmadı hiç!

O seçimde Yılmaz Hocaya oy vermek gerekiyordu, çünkü çok çalışıyordu, harika projeler üretiyor, süperdi, megaydı...

Sadece son 1-2 yıldır, çalışmadığını söyleyenler oluyor!

Bu yüzden artık Büyükerşen, burnundan kıl aldırmayan, pazarlık yapmayan tavrından vazgeçmezse karşısına aday olurlar ve o da seçim kaybeder!

Bir kere şunu söyleyeyim, Millet İttifakı, temelsiz, halkın taleplerinden kopuk, sırf aritmetiğe dayalı strateji yüzünden seçim kaybetti...

O yüzden, Hatipoğlu'nun sözcülüğünü yaptığı anlayış şunu unutmasın ki, Büyükerşen ile bu tarzdaki söylemler ve fikriyatla mücadele etmeye kalkarlarsa...

Büyükerşen değil 90 yaşında, 110 yaşında da seçim kaybetmez!

Büyükerşen seçim kaybedecekse kaybedecek!

Ancak Hatipoğlu karşısına çıkarsa, milletvekilliğinde İYİ Parti'ye oy veren 80 bin küsür kişinin oyunu çantada keklik görmesin, sonra çok üzülür...

Büyükerşen seçim kaybedecekse yıllarca hiçbir şey yapmadığı için kaybedecek, yıllardır boş durup 'Ben olmazsam AKP gelir' taktiği, artık işlemeyeceği için kaybedecek...

"90 yaş" mevzusuna da gelirsek...

Hatipoğlu, Büyükerşen'e son oy verdiğinde Başkan Büyükerşen 83 yaşındaydı ve 5 yıl için seçildi!..

88 yaşındaki bir kişinin belediye başkanı olmasında sorun yok da...

90 yaşındaki bir kişinin belediye başkanı olmasında mı sorun var!

Dedim ya: CHP'de bulaşıcı bir durum var...

Bir tek HDP'liler yırttı bu durumdan, kendilerine CHP'lilik hiç bulaşmadı!

CHP'lilere HDP'lilik bulaştı sadece!..

Yorumlar (1)
Emrah Bilgeç 10 ay önce
Ben onu bunu Bilmem.yeter , Eskişehir’de Artık Belediye Hizmetleri Olması İçin Değişim şart!!!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@