07.09.2024, 16:49

CHP'nin tüzüğü ile ilgili farklı bir görüş

"CHP'de tüzük kadar, üye yapısı da önemli" başlıklı yazıma karşı yanıt veren 1975-1978 yıllarında İl Gençlik Kolları Sekreterliği yapan Ersin Ertürk'den bir mesaj aldım.

Bizim il yönetim kurulu olarak görev yaptığımız o dönemde çok güzel anılarımızın olduğu, 12 Eylül'de siyaseten bedel ödeyen bu kardeşimin mesajını aşağıda aynen yayınlıyorum. Bir yerlere ulaşmayacağını bilerek..

***

"Görüyorsun şimdiki durumu Sevgili Başkanım, evlere şenlik. 

Bu çalışmalar önceki Tüzük taslak çalışmalarından farklı bir yapıda değil. Mevcut tüzükten daha olumlu hiçbir maddesi yok bu taslağın. Yeni taslak, beklentileri karşılamaktan çok uzak. Umarım Kurultay delegeleri bu taslağa gerekli duyarlılığı göstererek demokratik bir düzenleme yaparlar.

Eğer bu Tüzükle demokratik değişikler yapılmazsa parti gereğinden fazla yıpratılacaktır. Peki, bu taslak neden hayal kırıklığı yarattı ona bakalım?

İllerde kurulan tüzük komisyonları genel olarak avukat ağırlıklı oluşturuldu. Bu da yöneticilerin enerjisini tüketti.

Halbuki, olağan kurultayda sihirli değişim sözüyle gelinen yeni yönetim çok daha demokratik bir çalışma yapabilirdi. Bu taslak genelde olduğu gibi, Eskişehir'de de kurulan komisyon avukatlardan ibaret. Avukat olmak başka bir şey, uzman olmak ayrı bir şey. Tüzük hazırlamak uzmanlık işidir. Siyasette uzmanlık birikim, deneyim ve de o konuda bilimsel çalışma yapmaktan geçer. Kısaca pratik ve teorinin biraraya gelmesiyle oluşur uzmanlık. 

Komisyon bu yapıdaki üye ve akademik çalışmaları olan arkadaşlarımızdan oluşturulmalıdır, örneğin:

Ben de, CHP'nin bugüne kadar olan tüm tüzükleri var. Hepsiyle ilgili akademik çalışmam da var.  Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi yüksek lisans konum; "CHP'de kurucu felsefedeki değişim dönüşümler." Bu ve benzeri çalışmalarım Akademik platformda yayınlanmış durumda. 

1970'li yıllarda, Sayın Ecevit'in Tüzük değişikliklerinde yaptığı çalışmalarda olduğu gibi; parti içi gruplaşmalardan ve hiziplerden değil, bilimsel çalışmalar yapan akademisyenler ve parti hafızalardan  komisyonlar oluşturularak parti yetkili kurullarına sunulmalıydı.

Eskişehir'de kurulan komisyona deneyimli üyeler de alınamaz mıydı?

Bırakın bizlerden yararlanmayı 2006'da siyasi yasağım kalkıp partiye üye olduğumdan beri hiçbir yönetim ben ve benzeri arkadaşlardan yararlanmayı düşünmedi.

Kendi çabamla örgütlenmeye ilgili yaptığım çalışmalar, başat güçlerin tepkisini çekmiş ve yok sayılmıştır.

Ayrıca, konjonktür gereği CHP'nin oyları artmış görünmektedir. Sayın Özel, genel başkan oldum iyimserliğinin içinde %38 oy ile tarihin en yüksek oyunu aldım diye her konuşmasında kamuoyunda anlatıyor. 

Bir parti yetkilisi de CHP tarihinin oy oranlarınını çıkartıp doğru rakamları önüne koymuyor. Bu da parti hafızasının yok edilmesinden kaynaklanmaktadır. 

Şimdi bir kenara çekilmiş anılarımı yazıyorum. Belgelere baktıkça bizim yaşadığımız CHP bu gün aynı CHP değil. Tüzüğünde sosyal demokrat yazar, ama sosyal demokrat uygulamaları olmaz.

Ne halkçı ne de antiemperyalist duruşu var.
İktidar olma kaygısıyla liberal bir yapıya bürünmüş bazı oligargların  oyuncağı olmuş durumda. 

Ne diyor sayın Özel?
"Değerli büyüğüm, ustam, üstadım Veli Ağbaba'dan çok şey öğrendim onun önderliğinde gidiyoruz." Vah ki vah. Özel'in üstadı Ağbaba;  Ağbaba'nın üstadı da Kurt. 

Peki Tüzük taslağında karşı durduğumuz maddeler neler, bakalım?

Demokratik bir şekilde tüzük Taslağı hazırlamayan yönetim, parti tüzüğünde nasıl demokratik değişikler önerir? 
Ki, önerilmediği de apaçık ortadadır. Hazırlanan bu Tüzük taslağına baktığımızda, ne “Dönem Kısıtlaması” ne de “Önseçim / Aday Yoklaması” koşulu getirmemektedir.
Mevcut Genel başkanın diğer adaylar gibi imza toplamaması eşitlerin yarışmasında eşitsizliği getirir.  Hepsinden daha önemlisi ve tehlikelisi ise taslaktaki,
"Dijital Demokratik Katılım" diye adlandırılan seçim sistemidir.
Milletvekili ve Belediye Başkanlıkları bu taslağa göre elektronik ortamda belirlenecekse, ilerde CB ve yerel seçimlerinde de uygulanırsa vay ki halimize vay!

Ön seçime evet, ancak: "Eğer öyleyse, böyleyse canım isterse" gibi gerekçelerle yapılacak ön seçimler değil; yargı önünde aktif üyelerle yapılacak ön seçime evet denmesi gerekiyor. 

Milletvekilliği 3 dönemle kısıtlanması, şimdili vekilleri de kapsaması gerekir.

Genel merkez kontenjanın yüzde 15 olması demek, 600 milletvekilinden 90 milletvekilinin atamasını genel merkezin yapacağı anlamına gelir. Bugünkü koşullarda yaklaşık 130 milletvekili çıkarıldığını düşünürsek seçilecek milletvekillerinin yüzde 70'ni genel merkezin belirleyeceği anlamına gelir.

Bir de tüzük kabul edilmezse tüzüğü PM yapar deniyor ki, kurultay iradesinin üstünde bir yetkidir.
Bu da zaten pratikte uygulanan tek adam yönetiminin yasallaşması anlamına gelir.
Kısaca böyle değerli büyüğüm. Sevgi ve saygılarımla..."

Yorumlar (5)
Nevzat karamasa 1 ay önce
Elbette üye yapısı üye eylemi secendir örgütlü yapıdır Türkçesi Parti'nin militanist kadrosudur
Güngör Süder 1 ay önce
CHP ye uzun yıllar hizmet vermiş özveri ile çalışmış İl Başkanlığındaki üstün görev aşkını çok iyi biliyorum. Seni canı gönülden kutlarım sevgili kardeşim.
Osman Genç 1 ay önce
Çok güzel siralamışsın dostum ileriye bir bakalım neler yaşayıp neler göreceğiz .
Cezmi Doğaner 1 ay önce
Çok güzel bir kutlarım. Değer bilmek, taktir etmek, emeğe saygı duymak bu olsa gerek...selam ve saygılar sunarım...
Mehmet İLHAN 1 ay önce
-Ön seçim hakim gözetiminde ve denetiminde olmalı...
-5+5+5=%15 partimizin bir önceki mv seçiminde aldığımız millet vekilleri sayısının %15 i olmalı...
---(Ben %15 i 3+3+3=%9 olarak düşünürüm... Saygılarımla )
----Parti içi demokrasiyi sağlayamazsak ülke de demokrasi isteme hakkımız olmaz! Halka GÜVEN veremeyiz...
---- Parti içinde, her türlü üç kağıdı kayırmayı ayak oyununu bitmeli bitirilmesi. vb

Gelişmelerden Haberdar Olun

@