Hem yerliyiz hem milliyiz

Yerli ve milli...  Bugünlerde çok konuştuğumuz konuların başında geliyor... Sosyal medyada çok paylaşılan bu konudaki anonim bir yazı da bu konuya farklı bir açıdan yaklaşıyor... Gelin birlikte okuyalım... 

"Biz, "yerli ve milli" deyince Eskişehir'i anlarız. 
Size öyle sandaldan, gondoldan bahsetmeyeceğim...
Onlar işin süslemesi...
Uçağın yerli ve milli'sini şayet durdurmasaydınız bizim "tayyare fabrikamızda" yapacaktık.
Lokomotif fabrikası Eskişehir'de. Yerli ve Milli Lokomotifimizi de biz yapıyoruz. Ama siz, aldığınız icazet gereği işi karayollarına vurdunuz.
Otomobilin de en kralını  yaptık.  Ama deposunu kasten benzinsiz bıraktınız.
Eğer denizimiz olsaydı, şüpheniz olmasın ilk gemi tersanesi de Eskişehir'de kurulurdu. 
Yine de Porsuk çayımızı sandalsız, gondolsuz bırakmadık.
Yerli ve Milli Tekstil mi? Dokuma sanayii mi? Eskişehir'deydi..
Endüstriyel gıda ve tarım mı? Eskişehir'deydi 
(Şeker Fabrikası, Eti Bisküvi...)
İnşaat sektörü mü? Tuğla kiremit mi? (Avrupa'nın en kalitelisi)
Seramik mi? (Dünyanın en kalitelisi....)
Yerli ve Milli Sanayi,
Yerli ve Milli özel sektör,
ve bu sektörlerin, sanayicilerin finans ihtiyacını karşılamak üzere ilk özel Sanayici Bankası (Esbank) Zeytinoğulları tarafından Eskişehir'de kuruldu.
Gerçi son 'onbeş yıl öncesine kadar kadar'(tırnak içinde) özel üniversite yoktu ama Eskişehir hariç!
ilk özel üniversiteyi, Hastaş Kimya ve Eczacılık Üniversitesini de biz kurduk.
Beyaz Eşya, Isı Cihazları, Uluslararası Konfeksiyon ve Tekstil markalarını saymıyorum bile.. (Arçelik, Sarar, ICF, Kılıçoğlu, Es çimento, Betondirek, Eston, Toprak seramik, Söğüt seramik.....)
İşte bu yüzden, Amerika'dan icazet alan siyasetçiler Eskişehir'i hiç sevmediler.
İşin doğrusu, üreterek, satarak kazanan Eskişehir de, iktidarları sevmedi. Eğilmedi önlerinde..  Başını hep dik tuttu.
Demek Otomobil yaparsınız ha?
Hem de adını "Devrim" koyarsınız!
Derhal Bursa'ya taşındı her şey...
Fabrika Italıano Automobillo Torino.... (Fıat) Bursa'ya...
Renault.. Bursa'ya...
Mercedes Otomarsan.. Bursa'ya....
Kök dışarıda, montaj içeride...
Ve Eskişehir Türkiye'nin 6. büyük vilayetiyken 35- 40. sıralara gönderildi...
Alt yapısını Cumhuriyet'in değerlerine göre kuran, demiryollarının kavşağı, ağır sanayinin merkezi Eskişehir...
Doğung Perinçengtung Çin'in reklamını yapadursun, biz zaten her sabah fabrika borularının sesiyle uyanan, hava aydınlanmadan bisikletini fabrikalara süren kentin insanlarıydık.
Bizden pek fazla bürokrat çıkmaz..
Bizden çalışkan, kavgacı, pençeleşen insan çıkar...
Çekik gözlüyse yerlisi ve millisi bizim tatar kardeşlerimizdi...
Kız aldık, kız verdik, komşu olduk, can ve kan olduk...
Sanata tiyatroya, hele hele sinemaya, konserlere hiç girmiyorum, Ankara, İstanbul utanır...
Kültür'e, tarihe, Osmanlı'nın köklerine, kuruluşuna şey yapmayayım, Osmanlıcıların morali bozulur. Çünkü o da burada...
Bakın biz solcu, sosyalisttik ama adımızı da "İlerici, Yurtsever" koymuştuk... Yani ilericiliğimizle övünür gurur duyar, yurtseverliğimizle de onur duyardık.
Bırakın boş edebiyatı!
Yerli ve Milli olan biziz..
Ama bizi yerli ve milli yapan şeyleri satıp satıp sonra bu kavramlara sarılıyorsunuz..
Biz Eskişehir'liyiz... Daha modernlerini kuracak kadar cesur, donanımlı, yüzü aydınlık, duruşu milli ve:
 "Odunpazarı'nın da YERLİSİYİZ"