20.08.2022, 18:05

İki yüzlü küresel söylem ve formüllerle mi kurtulacağız?

Merkez Bankası politika faiz indirimine gitti.

Bir kesim muhalif, “Ne uğraştırıyorsunuz milleti direkt 0 yapın faizi süründürmeyin bizi”, birtakım Erdoğan politikalarını destekleyen de,  “Niye uğraştırıyorsunuz bizi, samimiyetinizi gösterin direkt 0 yapın bari inanalım” falan diyor.

Dünyada tüm dengeler ve terminolojiler değişiyor. Bugünlerde dünya enflasyonun önüne geçmek için faizi artırıyor. Küresel enflasyonu tetikleyen en önemli süreç pandemi…

En büyük bahane ise Rusya.

Dünyadaki güç dengelerinin de değiştiği şu dönemde küresel bir zihniyetin tüm hücrelerimize hücum etmesi, hayatımızın merkezine yerleşmesinin önüne geçmek, dünyayı artık tersine döndürmek için kalıpları yıkmak gerekmiyor mu?

Hatırlatayım…

Fed,  Wall Street'i reel ekonomi pahasına kurtarmak için 2008 krizinden bu yana 14 yıldan fazla bir süredir kasıtlı olarak faiz oranlarını sıfıra yakın tuttu. 

Şimdi ise aynı Fed, ekonominin iyiliği için oranları tersine çevirmek gerektiğini söylüyor.

Rusya-Ukrayna krizi çözülebilecek bir noktadayken bunu çözmeyen Batı şimdi küresel enflasyon suçunu Rusya’ya atıyor.

Sonra mı…

Kurtuluş mücadelesini Rusya ve Ukrayna gerilimini azaltarak değil, faizi artırarak vermeye çalışıyor.

Ekonomist değilim fakat “ekonominin” de kağıt üstünde formül edilmesini iki yüzlü bir süreç olarak görüyorum.

Elbette Türkiye’deki faiz düşüşü politika faizinde gerçekleşti.

Ekonominin formülüne göre uzmanlar da, “Enflasyon beklentileri düşmeden politika faizini düşürmenin, piyasa faizini düşürmediğini” söylüyor.

Bugünkü faiz oranları ve enflasyon teorisinin temeli, 1958'de AW Philips tarafından, daha sonra London School of Economics'te yayınlanan bir makaleye dayanmaktadır. Philips, Birleşik Krallık'ın bir yüzyılı aşkın süredir ücretler ve enflasyonla ilgili ekonomik verilerini inceleyerek, ücretler ve enflasyon arasında ters bir ilişki olduğu sonucuna vardı.

Verilerini “Philips Eğrisine” koyan William Philips, enflasyon ve işsizliğin ters bir ilişkiye sahip olduğu sonucuna vardı. Daha yüksek enflasyon daha düşük işsizlikle ilgili ve bunun tersi de mevcut.

Ne hikmetse Fed’in kendi ekonomistleri bile hepimize inandırılan Philips Eğrisinin geçersiz olduğunu gösteren çalışmalar yayınlamıştı…

2018’de Fed eski Başkan Yardımcısı Princeton Alan Blinder, “İşsizlik ile enflasyondaki değişiklikler arasındaki korelasyonun neredeyse sıfır” olduğunu belirtmişti.

Demek ki “bilim” kimin tekelindeyse gerek terminoloji gerek de metodoloji bakımından birilerinin çıkarına hizmet eden bir ürün haline bürünebiliyor.

Gerektiğinde 2008’deki krizi tetikleyen Lehman Brothers şirketini kurtarma gücü varken kurtarmayan sistemin önerileri ve formüllerinin iki yüzlülüğüne kendimizi teslim mi etmeliyiz?..

“Faydalı olur ya da olmaz, piyasaya ne tür etkisi olur” gibi soruların cevabını verecek tahsilim yok…

O yüzden haddimi aşmayayım.

Fakat tek bildiğim, küresel söylem ve formüllerle belirlenmiş süreçlerin iki yüzlülüklerini gördükten sonra dünyayı tersine döndürmek adına oyunun kuralını çözmenin ve bu çözümleme için de “bağımsız” denemelerin yapılmasından yanayım.

Zira Rusya büyük bir örnek. Batı’nın tüm yaptırımlarından sonra politika faizini yüzde 9,5’ten yüzde 20’ye çıkarıp ardından yüzde 11’e düşüren Rusya'da arka perde de farklı deneylerin peşinde.

Üstelik Rusya’nın elindeki dolar rezervinin kullanılmaması için bile elinden geleni yapan Batı, günün sonunda Rusyasız da yapamıyor.

Bakın yine iki yüzlülük…

Şimdi onların hamleleriyle ve önerileriyle mi kurtulacağız?
 

***

Finlandiya Başbakanı aklıma İmamoğlu’nu getirdi

Finlandiya Başbakanı Sanna Marin’in partilediği görüntüler ortaya çıktı.

36 yaşındaki başbakan tam bir rock yıldızı gibi dans ediyor.

Finlandiya şartlarının huzurlu bir sisteme sahip olması elbette başbakanı da kişisel zevklerine sevk ediyor diyeceğim ama son zamanlarda Rusya’nın Finlandiya üstündeki atıflarını düşünürsek ülke liderinin bu fütursuz davranışlarını normal karşılamak da abes kaçar.

Zaten Finlandiya halkı da ikiye bölünmüş durumda.

Dünyanın en iyi eğitim sistemlerinden birisine sahip olan Finlandiya’da önemli bir çoğunluk Rus tehdidi, NATO’ya dahil olma gibi unsurları gözeterek liderlerinin davranışlarını epey eleştirdi.

Hatta Finlandiya Başbakanı Marin’in alkol alıp dans ettiği görüntüler o kadar tepki aldı ki başbakan uyuşturucu kullanmadığını kanıtlamak için test yaptırmak zorunda bile kaldı.

Başbakan Marin kendisine gelen eleştirileri “cinsiyetçilikle” suçluyordu. Eleştirilerin bir kısmının da “yaşına” atıf yapılarak öne çıkmasını eleştiriyordu.

Evet, 36 yaşındaki Başbakan Sanna Marin bu konuda haklı.

Zira Türkiye’de de gezmeyi, eğlenmeyi seven, acil durumları kaçıran ve lider olmak için İstanbul stajını tamamlamaya çalışan İmamoğlu’nun da kendisinden geri kalan bir yanı yok.

Üstelik Ekrem Bey 52 yaşında. 

Yani yaşla değil başla alakalı her şey.

Yorumlar (1)
Necmi 2 yıl önce
Onur sen yazmaya devam etme. Lütfen.

Gelişmelerden Haberdar Olun

@