08.07.2021, 12:23

İncinmişler…

Partimizin kuruluş felsefesinin doğrultusunda Türk Milletinin menfaatlerini korumak amacı ile siyaset yapmaya gayret ediyoruz. Benim gibi taşra siyasetçilerinin Ankara siyasetçilerinden farkları, yaşadıkları kent, Ankara siyasetinin önündedir. Önceliğimiz Milletimiz ve Eskişehir'dir. Demokrat Parti'nin Odunpazarı İlçe Başkanı olduğum zamandan beri de ve devam eden İl Başkanlığım görevinde de bu ilkelerden asla vazgeçmedim.

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'la da şahsi bir husumet sahibi değilim. Kendisinin belediyeyi yönetme şekline, üslubuna, siyaset yapma tarzına, adamlarına ve kamuoyu önünde paylaşmadığımız hususlardan dolayı itirazımız var. En önemlisi kimse Milletin parasını çar- çur edemez. Herkes harcadığı paranın kuruşuna kadar hesabını vermek zorunda.

Her zaman her ortamda açıkça ifade ediyorum, Atatürk'ün, Yılmaz Hoca’nın, Ahmet Ataç'ın temsil ettiği CHP ile ittifak ederiz. Fakat Kazım Kurt'un temsil ettiği siyaset anlayışı ile asla yan yana gelmeyiz. Kazım Kurt'a karşı siyasi zeminde yaptığımız muhalefetin karşılığında kimi zaman Yılmaz Hocanın dediği gibi  köşe kadılarının saldırısına uğradım. Kimi zaman da küçük akıllılar işyerime giren çıkanı takip ederek beni korkutacaklarını zannettiler.

Kimi zaman da Kazım Kurt'un televizyon da "Hüseyin Özcan hakkında belge var" diye salladığı kağıtla itibar suikastine uğradım.

Hodri meydan… Hüseyin Özcan'ın, çocuklarının, istedikleri derecede akrabalarımın banka hesapları incelensin. Mal varlığım ve varlıkları artmışsa dibine kadar araştırılsın. 20 senedir Devletten, Belediyeden iş alıp almadığım araştırılsın. Kızım, gelinim, kardeşim, kardeşimin çocukları, damatları, hısım akrabalarım, Devlet ve belediyelerde bir işe girmiş ise, diyeceğim ki "Kazım Kurt hakkında söylediğim her şey yalan dolandır”… Aynı şartlarda Kazım Kurt ve has adamlarının da hodri meydan demesini bekliyorum.

Ben bunlarla mücadele ederken Belediye Meclisi’ndeki muhalefet olan AK Parti ne yapıyordu. Hiçbir şey, indir-kaldır. Al-gülüm, ver gülüm… “Kazım Kurt'un belediyedeki kadrolaşması Eskişehir için, toplum barışı için tehlikelidir” sözlerini umursamadan mutlu, mesut oturuyorlardı. AK Partililer, başkanın adamları belediyede devletin memurlarını tehdit ederken, taciz ederken kıllarını kımıldatmadı. İnsanlar ezilirken ağızlarını açmadılar, çünkü, AK Parti’nin eski belediye başkanı veya bilmem ne zamanın gençlik kollarının bilmem neyi değillerdi veya belediye başkanlarının arkadaşları veya milletvekillerinin çaycısı, çorbacısı değillerdi.

Kendileri gibi ettiği ibadetin reklamını yapmayan, her an ölüme hazır olmak için abdestsiz gezmeyen ölümden korkmayan adam ailesini korumak için resmi silah ruhsatı aldı, haberiniz var mı...Yok, çünkü sizin adamınız değildi…

Yıllar sonra AK Parti’nin bir meclis üyesi Kazım Kurt'a harcanan paraların hesabını kamuoyu önünde sordu. Soran da bir kadın meclis üyesi…

Ayrıca Yeşim Hanım bilinmeyen bir şeyi yazmamış ki. Gelmiş randevu almış ve makamda görüşmüş, ama tabii o makam sizin için devletin değil, şahsınızın ve özel müdürlerinizin makamı olunca, tüm görüşmeler de özel olur değil mi. Çünkü sizin vicdanınız bu kadar, değil mi?

İnşallah partisi sahip çıkar. Çünkü Kazım Kurt'a muhalefet etme cüreti gösteren bir kadın muhtar, Kazım Kurt'un gözünün önünde özel kalem müdürü tarafından şiddete uğradı. Ben demiyorum mahkeme kararı var.

Bunlar Eskişehir'de ve belediyede bir korku ortamı oluşturmaya çalışıyorlar. Yıllardır bağırıyoruz, Devlet'i göreve davet ediyoruz… Belki AK Partililer, kendilerine dokununca dediğimizi anlarlar. Benim İl Başkanı olduğum partinin bir meclis üyesine, üstelik kadın meclis üyesine hakaret edecekler, gözdağı vermeye kalkacaklar… Yapana, yaptırana kanun önünde Eskişehir'i dar ederim.

Yeşim Hanım partiniz sahip çıkmazsa biz buradayız. Partinizin, insanları yüzüstü bırakma konusunda eline kimse su dökemez…

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@