banner163

05.05.2021, 10:27

Küresel dünyada yerel esnaf ütopyası

Maalesef hayatımıza internetin girmeye başladığı günlerde duyduğumuz “GLOBAL KÖY” kavramı geçen yıllarda, özellikle son yaşadığımız pandemi süreciyle birlikte DÜNYA VATANDAŞI kavramıyla adeta tamamlandı gibi..

Bu değişim sürecini irdelemek elbette uzun bir sosyolojik analiz gerektirecektir. Ancak bunu ne benim yazmaya ve büyük olasılıkla 140 karakterle yıllardır tüm kavramları anlamaya ve anlatmaya alıştırılan hiçbirimizin o kadar okumaya tahammülü de yoktur. 
İletişim araçlarının kitlesel iletiler yaymaya başladığı ve teknoloji ile yoğrulmasıyla bunları geliştirmek yerine tüketmek durumunda olan birçok ulus gibi bizlerde maalesef başta dilimiz olmak üzere kültürümüzden, anlayışımızdan, inceliğimize, ticaretimize kadar o dayatılanlara uymak durumunda kaldık. Önce mobil telefonlarla Türkçe karakterleri attık alfabemizden, ardında 160 karaktere sığdırmak için geri kalan sesli harfleri de sildik.. Kitle iletişim araçlarıyla ve teknoloji ile başlayan değişim, bilgisayar, internet ve derken mobil teknoloji ile hayatımızı yani bizi bizden aldı. Diyorum ya konu aslında öylesine derin bir konu ki yazmamaya çalıştıkça detaylara dalıyorum.

Aslında geçtiğimiz gün bir oda başkanımızın sosyal medyada yazdıklarını görünce tepki göstermek için yazdığım bir paylaşımı, biraz daha detaylandırarak insanların son dönemde ağzından düşmeyen YEREL ESNAF konusundaki samimiyetsizlikleri irdelemeyi planlamıştım. 

Kendim de, üniversite dönüşü sevdiğim işi yapmak için Eskişehir’de başladığım ve birçok konuda ilklere imza atmayı başardığımız internet yayıncılığı maceramız ve yaşadıklarımızı, bir Eskişehirli olarak İstanbullu, ulusal ve global firmalara karşı nasıl da kendi hemşehrilerimiz ve odalarımızca nasıl ikinci plana itildiğimizi anlatmak istedim. 

Mesela bugüne kadar neleri Eskişehir’de ve hatta Türkiye de ilk kez yaptık. İlk kez öğrenci apartları ve yurtlarını biz tanıttık, ilk kez yerel bir internet haber sitesinde interaktif üyelik ve yorum sistemini biz yayınladık, ilk kez üyelik sistemi ile kişisel sayfalar ve bloglar oluşturulabilen, gruplar kurulan sistemi biz yaptık. İlk kez Eskişehir’e özel fotoğraflı emlak ve otomobil ilan sistemleri yaptık, ilk kez birçok büyük firmadan önce tek bir siteye üye olunarak birden fazla sitede eş zamanlı paylaşım yapılabilmesini yıllar önce biz yaptık. Yemeklerin, sepetlerin olmadığı zaman online yemek siparişi sistemini Eskişehir’de ilk kez biz kurduk.  Bizden sonra bu konuda yatırım yapan bazı arkadaşlarımıza yardımlar ederek bizlere rakip olmalarına karşın sonuna kadar destek verdik. 
Tek hatamız neydi biliyor musunuz? Oda başkanlarının veya diğerlerinin yüzünü görebildiği, ortak tanıdıkları olduğu, sıradan bir Eskişehirliydik. Uzaktan telefonla sesimizi duymadıkları, reklam cıngılları ile göz boyamadığımız, telefonumuzun önünde 222 yazdığı için bizi ciddiye almadılar. 

Bazıları internet nedir deyip geçti, bazılarında oda başkanının yardımcıları üstümüze ek iş çıkmasın diye aman gerek yok diye konunun üstünü kapattılar. Kimi ilgilenir gibi yapıp yanlarındaki yetkisiz elemanlarına muhatap etti, kimi aman sizinle yapsak diğerlerine ayıp olur dedi.. 

Sonuç, bugün hepsi e-ticaret deyip duruyor. Yerel esnaftan alışveriş yap diyorlar. Tıpkı sosyal medyada yazan ancak kendisi bunu yapmayan birçok SANAL KARAKTER gibi.. 

“Yerel Esnaftan Al” paylaşımlarının dışında gerçek hayatlarına baktığınızda ise bu büyük marketlerden, zincirlerden ve hata internetteki firmalardan alışveriş yapıyor çoğunluğu. Sepeti, hepsi vs derken.. Bu konuda esnafa sahip çıkacak sözde üyesini koruyacak odalar da farklı değil. Sepetçilerle tabiri caizse fingirdeşen de, Google bilmem ne hizmetinden yararlanın diyen de, bilmem ne softlarla anlaştık diyenler de yine YEREL ESNAFTAN AL diyenler.. 

Peki yerel esnaf.. Onların da bir bölümü tanıdığı bizlerle birlikte hareket etmek ve birlikte kazanmak ve paylaşmak yerine o ulusal sarı morcivertlerle çalışmayı seviyorlar. Hatta bazıları tutup bizim aldığımız ücretlerin karşısında 20 katını ödedikleri o firmaların hizmetleri ile kıyaslıyorlar aldıkları hizmetleri. Onlar da onları her yıl katlayarak sevmeye devam ediyorlar. 

Hani sosyal medyada paylaşılan bir klişe var ya “Sen alışverişini marketten yaparsın, cenazene bakkalın gelir” diye.. Onun gibi..  Binlerce lira verdikleri o firmalardan tek bir taviz ya da farklı bir destek alamayanlar, yazıcıları bozulduğunda, bilgisayarlarında bir sorun olduğunda kimi arıyorlar.. Elbette yanlarında bu işi hayrına aman esnaf arkadaşımızın işi aksamasın diyen bizleri arıyorlar. 
Oysa birlikte hareket etme kabiliyetimizi ortaya koyabilseydik. Hep birlikte kentimizin ticareti ve artıları yine aynı potada kentimizde dönmeye, kentimiz ekonomisinde harekete ve berekete dönüşecekti.  Bilmem ne paketleri satın alacağınıza bunların yarı fiyatıyla çok daha verimli hale getirebileceğimiz yerel sistemler kurabilirdik. Komisyonlar verdiğiniz yerde çok daha düşük maliyetlerle yerel kendi kendimize çorbamızı kaynatabilirdik. Odalarımız da üyelerini organize ederek, ticaretlerine gerçekten ciddi katkılar sağlayabilirlerdi. 
Laf olsun diye “Yerel Esnaftan Al” esnafa destek gibi boş ütopik söylemler üretmek yerine gerçekten reel ve hayatlara, gerçekten de yerel ticarete dokunabilirlerdi. 

Gerçekten yıllar önce bizlerin de ömrünü verdiği bu internet ortamının “Global Köyünde” kendi sokağımızı oluşturmayı, sokağımızda birbirimizi destekleyerek reel hayatımızı ve ticaretimizi çok daha verimli ve yerel dinamiklere katkı sağlayacak şekilde geliştirebilirdik. 

Pandemi süreci de bunun ve yıllar önce bizlerin ortaya koydukları projelerin aslında ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kanıtladı. Dünya vatandaşlığı denilen süreçte, sanal paraların artık gündemimizde olduğu günlerde sınırlar yıkılıyor. Ortadan kalkan sınırlara ise direnmenin tek yolu bu dijital gerçekliğe uyum sağlamak. 

Geç kaldık mı? Evet gerçekten çok geç kaldık. Yıllar öncesinden tohumlarını attığımız bir ağacın meyvelerini birlikte topluyor olacakken, şu an hala fidan dikmek gerektiğini kavrayamamış ve sadece söylemlerde kalmış bir süreci yaşamaya devam ediyoruz. 
Yıllardır Eskişehir’de yılda birkaç kez yapılan BİSİKLET çalıştaylarının kağıt üzerinde kalıp gerçekten bisikletin hayatımızda aktif rol edinebilmesi için tek somut adım atılmadığı gibi hâlâ bu konularda söylemler, anketler dışında somut bir adım atıldığını göremiyoruz. 
Dijital alanda hizmet üreten bizim gibi bir avuç firmayla oturup birlikte Eskişehir için neler yapılabiliri konuşup, harekete geçebilecekken, hala ulusal, global firmaları nasıl daha zengin edebiliriz, Eskişehir’in parasını nasıl şehir dışına çıkarırız adına atılıyor adımlar. 
Daha yakın zamanda göreve başlayan bu oda başkanımıza da projelerimizden bahsetmiştik. Kendisinde böyle bir sinerji hissettiğimiz için. Ancak ondan da bu konuda olumlu bir adım alamadık. Yıllar önce konuştuğumuz neredeyse 20 yıl önce konuştuğumuz oda başkanımızın yanındaki arkadaşların telkinleri olmasaydı belki de Eskişehir’de internette yer almayan tek bir esnaf kalmayacaktı. Diğer odalarla olan görüşmelerimiz daha somut ilerleyebilseydi, bugün hala “yerelden al” demek zorunda da kalmayacaktı. Yerel firmalar kazanacaktı, şu an kullandıkları firmalara ödedikleri yüksek komisyonlar olmayacağı için tüketici de daha uygun şartlarla ürünlere ulaşacaktı. 

Olmadı.. Ancak hala geç kalmış da değiliz. Birlikte hareket etmemizin aslında ayakta kalmak için şart olduğunu anladığımız şu zor günlerde artık söylemlerden öteye geçebiliriz.  Yerel bir hareketle kentimizi ve kent ekonomimizi hak ettiği yere birlikte taşıyabiliriz. 
 

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@