Nabi Avcı'dan Necip Fazıl Sempozyumu'nda "Aksiyon"lu konuşma: "İnşallah sizlerin içinden bir kahraman..."

Büyük Doğu ve Necip Fazıl Kısakürek Sempozyumu'nda açılış konuşmasını yapan Prof.Dr. Nabi Avcı'dan "aksiyon"lu konuşma: "İnşallah sizlerin içinden bir kahraman o kitabı yazacak..."

SANAT 23.09.2023, 23:15 24.09.2023, 00:12

Gölcük Belediyesi'nin düzenlediği Büyük Doğu ve Necil Fazıl Kısakürek Sempozyumu büyük bir katılımla gerçekleşti. Eski Millî Eğitim Bakanı Prof.Dr. Nabi Avcı'nın da açılış konuşmasını yapmak üzere davet edildiği sempozyuma ev sahibi Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, Kocaeli Üniversitesi Genel Sekreteri Doç Dr. Mustafa Eren, Gölcük Kaymakamı Müfit Gültekin, İl Müftüsü Sinan Cihan, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Nail Ekiz, AK Parti İlçe Başkanı Kemal Yavuz, MHP İlçe Başkanı Derya Çavdar, Gölcük İlçe Milli Eğitim Müdürü Caferi Tayyar Mert, Gaziler Derneği Gölcük Şubesi Başkanı Mehmet Arslan, Muhtarlar Derneği Gölcük Şubesi Başkanı Bilge Saral, akademisyenler, öğretmenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.

Nabi Avcı anlattığı anının sonunda herkesi şaşırttı

Sempozyumda dikkat çekici ve gençlerden de çok ilgi gören bir açılış konuşmasına imza atan Prof.Dr. Nabi Avcı, konuşmasına Necip Fazıl ile ilgili bir hikaye anlatarak başladı. Nabi Avcı, “55 yıl önce üstat Anadolu’da bir konferans turuna çıkar. 1950'lerde, 60'larda şimdinin pop sanatçılarının turlara çıkması gibi, şairler, yazarlar, mütefekkirler de Anadolu'da bu tür programlar yaparlardı. O zamanın kırık dökük imkanları ile o şehrin sivil toplum kuruluşları onu karşılar. Çok mütevazı bir dernek binasında konferans öncesi gerçekleşen sohbette üstat etrafta olanlar arasında kendisini dinlemek üzere iki çocuğun orada olduğunu fark eder ve daha yakına gelmelerini masaya yaklaşmalarını işaret eder. Birinin elinde, o zaman bankaların dağıttığı küçük cep defterleri vardı, birinde öyle bir defter vardır. Çocuk üstada yaklaşmasından da herhalde cesaret alarak elindeki defteri üstada uzatarak "Bunu benim için imzalar mısınız?" der. Üstat da biraz azarlayıcı bir tonla, "Buna mı imza atacağım" der, mağrur öfke. Fakat çocuk da en az onun kadar mağrur olmalı ki, "Başka defter yok ki, buna istiyorum" der. Üstadın hoşuna gider o cevap. Cebinden dolma kalemini, kendi ifadesiyle 'stilo'sunu çıkartır ve fiyakalı bir imza atar. Aradan yıllar geçer. O günlerde yeni yeni long play'lar, büyük plaklar çıkmaktadır. Üstadın bir plağı çıkar, 'Gençliğe Hitabe' . Kendi şiirleri kendi sesinden okuduğu, Kaynak yayınlarından çıkan bir plak. Birinin şiirlere bir fon müziği döşemesi gerekir. O banka defterine imza attıran çocuk, üstadın şiiri için meşhur Çek besteci Bedrich Smetana’nın Vatanım Senfonisi’ni Sakarya şiiri okunurken arkaya onu koydurtur. Erkut Alkan... Üstadın da çok hoşuna gider. Erkut da imzanın hakkını vermenin gururu ile üstadın elini öper. Öteki çocuk da burada karşınızda size Necip Fazıl ile ilgili bu hikayeyi anlatıyor” dedi. 

"Yazılmamış kitaplar, çekilmemiş filmler kitabı..."

Nabi Avcı, "İnşallah bir gün altından kalkarız diye düşündüğüm bir projem vardı. Yazılmamış kitaplar, çekilmemiş filmler. Tabii insan ömrü her gönülden geçirdiği kitabı yazmaya, her gönülden geçirdiği filmi çekmeye yetmez. Bu yazılmamış kitaplar, çekilmemiş filmler kitabının konusu da... 'Ben yazamadım ama bir gün birileri mesela şöyle bir kitap yazsa onu okumak isterim' Veya 'Birileri şöyle bir film çekse ne güzel olur ben de seyretmek isterim' duygusuyla yazılacak bir kitap. Bugün sizler internet ve bilgisayar uygulamalarında kullandığınız "açık kaynak" gibi bir açık kaynak oluşturmak, telif olmaksızın" dedi. 

"İnşallah o kitabı sizler yazarsınız ve bizler de okuma şansı buluruz"

Nabi Avcı, "Şimdi bu kitaptan veya bu konuşmadan yola çıkarak sizlerin yazacağı bir kitaptan söz etmek istiyorum. İnşallah sizler yazarsınız ve bizler de okuma şansı buluruz. Bir Necip Fazıl biyografisi... Necip Fazıl biyografisi var tabii ki. Necip Fazıl'ı farklı yönleriyle anlatan kitaplar, denemeler tabii var. Kendi yazdığı 'Bâbıâli' gibi kendi hayatına dair şeyler var. Ama benim kafamdaki o yazılmamış biyografi, Necip Fazıl'ın Batı ile olan çok derin münasebetlerini sorgulayan, sergileyen, serimleyen bir biyografi" dedi.

"Aksiyon ve Harb-i Umumi'nin ne anlama geldiğini bilmek..."

Nabi Avcı şöyle devam etti: "Çünkü biz ve daha sonraki kuşaklar, üstadı burada gördüğünüz Büyük Doğu dergileri, konuşmaları, çok sevdiği tabirle 'aksiyon' tarafıyla tanıyoruz. Aksiyon... O dönemin birçok yazarında bu kelime çok merkezi bir yerde durur. Biraz önce de söylendi, 'çile'... Sadece bir şiir olarak değil, aynı zamanda gündelik hayatında da duygusu... 'Kadro', 'ideolocya' gibi... Bu biyografiyi yazacak kahramanın da Fransızcayı çok iyi bilmesi gerekiyor. Fransa yakın tarihini çok iyi bilmesi gerekiyor. Harb-i Umumi'den önceki ve sonraki Fransa'yı iyi bilmesi gerekiyor. 'Harb-i Umumi' tabirini genç arkadaşlarım için özellikle söylemek istiyorum. Birinci Dünya Savaşı, çıktığında ve bittiğinde Birinci Dünya Savaşı değildi. Ne zaman ki, İkinci Dünya Savaşı çıktı, o zaman bunun birinci olduğu anlaşıldı. İkinci Dünya Savaşı'na kadar kimse o harbe Birinci Dünya Savaşı demiyordu. Dolayısıyla Harb-i Umumi tabiri bizde çok kullanılır. Genel Harp manasında... Dolayısıyla Harb-i Umumi'nin ne olduğunu, Fransa'da ne anlama geldiğini, Türkiye'de, İstanbul'da, Anadolu'da, Yemen'de ne anlama geldiğini önce bir hissetmemiz gerekiyor, Necip Fazıl ve o kuşağın macerasını anlamak bakımından" 

"Bu kuşak 'Intermezzo kuşağı' demiştim... Perde değişiyor"

Nabi Avcı, "Bir yıl kadar oldu zannediyorum. Zeytinburnu Belediyesi bir Ahmet Hamdi Tanpınar sempozyumu düzenlemişti ve bir açılış konuşması yapmam istenmişti. Ahmet Hamdi de Necip Fazıl kuşağının kadrosundadır. O maceranın bir başka tarafını anlatan iki kitabı genç dinleyicilere önermiştim. Fikret Adil'in 'Asmalımescit 74' ve 'Intermezzo' kitapları... Küçük kitaplardır. Ama özellikle Intermezzo... Intermezzo, perde arası demek, birinci perde ile ikinci perde arası. Oradan yola çıkarak, demiştim ki, "Bu kuşak 'Intermezzo kuşağı'"... Perde değişiyor. Birinci perde Harb-i Umumi, ikinci perde İkinci Harb-i Umumi... Ve bu iki perde arasında Türkiye. Şimdi buradan baktığımız zaman o kuşağın yaşadıklarını... Mesela o kuşağın en çok kullandığı tabirlerden 'Tereddüt', eserlere de ismini veren... Yaşanan tereddütler, küskünlükler, kırgınlıklar, sürgünler, başını alıp gitmeler, ateş denizi... İşte o hengamede bir şair Fransa'ya Felsefe okusun diye gönderilmiş devlet bursuyla. Ama başta kavak yelleri, kendi ifadesiyle gündüzünü de pek görmediği Paris'te Felsefe eğitimi görecek. Tam da Necip Fazıl'a göre... Türkiye'ye dönüşü bile bir film konusu olacak kadar renklidir" diye konuştu. 

"O günkü Batı'yı, o Batı'yı o hale getireni, bunun nereye doğru evrileceğini, şair hassasiyetiyle en iyi hissedenlerden biri... Bu biyografiyi yazacak kahramanın mutlaka Aksiyon Fransez'i bilmesi gerekir"

Nabi Avcı, "O tarihlerde Fransa'da önemli bir düşünce ve siyaset akımı var. Aksiyon Fransez... Fransız Hareketi... Maurice Blondel, Bergson... Bunlar entellektüellerin teselli aradıkları mecralar. Tamam gündüzünü görmemiş ama bu havayı çok iyi koklamış. Yani o günkü Batı'yı, o Batı'yı o hale getireni, bunun nereye doğru evrileceğini, şair hassasiyetiyle en iyi hissedenlerden biri. Türkiye'ye döndüğünde de bunu hem eserlerinde hem aksiyonunda görüyoruz. Bu biyograrifiyi yazacak olan kahramanın mutlaka Aksiyon Fransez'i bilmesi gerekiyor. İdeolocya Örgüsü'nü Aksiyon Fransez'den bağımsız anlamlandırmak mümkün değildir. Başka örnekleri de var. Nurettin Topçu'nun dergisinin adı da 'Hareket'. Doktora hocası da Blondel... Dolayısıyla bu kadar mal alıp sattığımız bir dünyanın düşünce iklimine de o kadar uzak değildik. Bugün de öyledir. Pekçok yazarı, şairi, düşünürü, aksiyon adamını da Batı'daki bir takım ilk örnekler veya zamandaşlar göz önüne alınmadan anlamak mümkü olmayabilir. Şair Necip Fazıl için de ayrıca, Baudelaire'i, Rimbaud'u mutlaka bilerek bu biyografinin yazılması gerekir. 

"Ağaç dergisine bakmanızda fayda var... İşte o yüzden 'Asmalımescit 74' veya 'Intermezzo'..."

Nabi Avcı, "Genç kardeşlerim için bu internet bağımlılığını, Meclis'te kurulan Teknoloji Bağımlığı ile Mücadele Komisyonu Başkanı sıfatıyla her zaman olumsuz tarafıyla anlattım ama şimdi bir küçük dipnot ile internetten de yararlanabileceğiniz bir kaynaktan söz etmek istiyorum. Kütüphanelerde artık pek yok zannediyorum. Üstadın Büyük Doğu'dan önce çıkardığı Ağaç dergisi... Şair Necip Fazıl'ı Büyük Doğu dergisinden çok daha iyi temsil eden, şair Necip Fazıl'ın şiir dünyasını çok daha net görebileceğiniz Ağaç dergisini şöyle bir karıştırmanızda fayda var. Kimler var Ağaç dergisinde? Ahmet Muhip Dranas, Ahmet Hamdi Tanpınar, Abidin Dino, Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Fikret Adil, Mustafa Şekip Tunç, Burhan Toprak... Bunlar bir cemaat. İşte o yüzden 'Asmalımescit 74' veya 'Intermezzo'... o cemaatin, o topluluğun neleri nasıl konuştuklarını, tartıştıklarını anlamak bakımından Ağaç dergisi de iyi bir kaynaktır" dedi. 

Bedri Rahmi Eyüpoğlu'nun "Paramparça" şiirini okudu

Nabi Avcı konuşmasının sonunda "Bedri Rahmi Eyüpoğlu'nun bir şiiri var. Paramparça... Bu şiir ilk olarak Büyük Doğu dergisinde yayınlanmış. 'Intermezzo', o arada kalmış kuşağı çok iyi yansıttığı için sizlerle paylaşmak istiyorum" diyerek "Paramparça" şiirini de okudu. 

"Ağaç bütün
Işık bütün
Meyve bütün
Benim dünyam paramparça.

Büyük bir ayna kırılmış
Kırılıp yere dökülmüş
Kainat içine düşmüş
Düşmüş amma paramparça.

Yaprak yaprak yapıştırdım
Diyar diyar dolaştırdım
Bir alevdir tutuşturdum
Yandım amma paramparça...

Necip Fazıl ve arkadaşları..."

Nabi Avcı'dan katılımcılara sürpriz, o besteyi de sempozyumda ilk kez dinletti 

Nabi Avcı ayrıca bir sürpriz yaparak, "Buraya konuşmaya geldik ama öyle elimiz de boş gelmedik. Bir hediye ile geldim. Sevgili kardeşim Özhan Eren bu şiiri besteledi. İlk defa bir kamusal ortamda çalınıyor" diyerek cep telefonundan Özhan Eren'in bestesini katılımcılara dinletti. 

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@