02.03.2021, 13:44

Siyaset ve terör

Savaşın da bir siyaset mekanizması olması gibi terör de aslında geniş anlamda bir siyaset mekanizmasıdır. Şiddetin mutlaka değiştirici gücü vardır. Tarih bunun yüzlerce örneği ile doludur. Terör ve şiddet de siyasi amaçlar söz konusu olduğunda değiştirici güce sahip mekanizmalardır...

Modern devlet örgütlenmesi kurgulanırken şiddet kullanma yetkisi yasal ve meşru sınırlar içerisinde kalmak koşulu ile devletlerin tekeline verilmiştir. Devletler halkların çıkarı için yasal çerçevede kalmak üzere şiddet kullanabilirler. Zaten toplumsal düzeni tehdit eden ve şiddet yöntemlerini benimseyen suçlulara karşı devletlerin şiddet kullanmaktan başka çareleri de yoktur.

Siyasi çerçevede şiddet-terör-silah vs. konuşulurken terör yapıları ile suç örgütlerini aynı parantez içine almak saçmalıktır. Bu zırva söylemi öne sürenlerin amaçları toplumsal huzur değil, terör örgütlerine meşruiyet ve avantaj sağlamaktır. Terör örgütü ile mücadele eden devlete " Şimdi, hemen barış istiyoruz ama iki taraf da silah bıraksın" gibi bir önerme absürdlüğünün yanında ayrıca kötü niyetlidir. Eğer bu kişiler gerçekten toplumsal huzur ve barış istiyorlarsa silah bırakma çağrılarını sadece PKK gibi terör örgütlerine yaparlarsa bir anlamı olur. Fakat bugüne kadar böyle birşey yapmadılar, bundan sonra da yapmazlar...

Bunu niçin yapmadıkları çok uzun tartışmaları gerektirir ama bence en önemli sebep Türkiye'de özellikle Sosyalist Sol'un silah ve şiddet ile olan sorunlu ilişkisidir. İçerisinde şiddet barındırmayan bir Sosyalist çizgi Türkiye'de kök salamadı. Kim daha çok vurdu-kırdı, eylem, şiddet öneriyorsa o daha çok "solcu" sayıldı... Bu anlayışı güzelleyen yazılar yazıldı, filmler çekildi. Bir şekilde kafalara sol ve şiddetin bir arada olmazsa olmaz olduğu yerleştirildi...

Türkiye ortalamasının çok üzerinde gelir düzeylerine sahip, meslek sahibi, adı bilinen lüks semtlerde yaşayan konformist küçükburjuva solcular bile çocuklarına silah-külah kabadayısı eski solcuların isimlerini koydular. Dönüp bir kendilerine bakmadılar. O devrimci isimli çocukları paralı kolejlere gönderdiler, yurt dışında okuttular, onlara da kendileri gibi konformist hayatlar sundular... 

Ama onların şımarık şiddet yüceltmelerinden etkilenen varoş çocukları iliklerine kadar yaşadılar zorlukları. O yüzden şiddet düşkünü konformist küçükburjuvaları affetmiyorum...

Şimdi yine terör bağlantılı yapıların meşru legal siyaset alanında keyiflerine göre siyaset yapıp yapamamaları tartışılıyor. Ülkemizin kendine özgü koşulları olduğunu biliyorum ama elleri bağlı insanları kafalarına ateş edip öldürenlerin sempatizanlarına devletin ve bürokrasinin saygın insanlarmış muamelesi yapması bizim ülkemiz için bile fazla...

Tamam, o insanlar bir yola girmişler ve görev paylaşımı yapmışlar. Kimi dağda mücadele ediyor, kimi mecliste...

Fakat konforlu küçükburjuvalara ne oluyor? Yok o hesap, yok bu hesapla vahşi teröristleri savunmak size mi kaldı?

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@