banner163

08.07.2021, 13:33

Varyantlı İngiltere’yi gördünüz mü?

Dün seyir zevki çok yüksek bir yarı final maçıyla karşı karşıyaydık. 

İngiltere Danimarka maçı.

Şahsen İngilizlerin maçı kaybetmesini çok istedim çünkü bütünüyle maç idarecilerinin yanlı bir taraf takındığını hissettim. 

İngiltere’de oynanan maça Danimarka’da yaşayan vatandaşlar alınmadı. Sadece İngiltere’de yaşayan Danimarkalı vatandaşların stadyuma girişine izin verildi. 

Kimse de bu duruma ses etmedi. 

Fakat maçtan ziyade dikkatimizi çekmesi gereken daha önemli bir husus var.

Zira felaket tellallığı ile bilim üretmekten geri kalmayanların tezlerini çürütecek sosyal bir durumun görmezden gelindiğine şahit oluyoruz.

Hani şu herkesin veryansın ettiği “İngiliz Varyantının” ülkesi olan İngiltere’de, dünkü maçta 60 bin kişinin tamamıyla “insanlık pratiklerine” uygun rotada hareket ettiğini görmek gözlerimi yaşarttı doğrusu.

Yüksek sesle konuşmaktan kaçınmamız gerektiğini dile getiren Mehmet Ceyhan’ın eminim dünkü maçta yaşananlar ile ilgili de bir tezi vardır.

Veya anayasal hakkını kullanarak “aşı olmak istemeyen” vatandaşlara yönelik hapis cezası tavsiyelerini verenler, kapalı mekanlara alınmaması gerektiği önerisini sunanlar, izahı olmayan mantık ilkeleriyle dünkü çul çürütenleri de eleştirebilirler. 

TRT spikerinin yanındaki yorumcu koltuğuna bile oturabilirler aslında. 

Öyle ki dünya daha fazla aşılanma istiyorsa, Ali Babacan’ı UEFA başkanı bile yapabilirler.

Ana vatanındakileri meyuslaştıramayan İngiliz Varyantı, bazı tufeyliler sayesinde emperyalist bir güzergâh belirleyerek tüm pratiklerimize hücum etti.

Şu süreçte bilimi sadece “dışarıdan gelen doktrinlerle” üretenler, ahlak bekçiliğine soyunmadan önce EURO 2020’yi izlemeleri, belki bir nebze olsun zihinlerinde “normalleşmenin” tanımını revize edebilir. 

***

Hop tek doz, hop çift doz

Geçtiğimiz günlerde Covid-19 geçirenlerin tek doz aşı olmasının yeterli olduğu söylenilmişti. Şimdi ise yeni bir açıklama ile Covid-19 geçirenlerin ikinci doz aşı olmaları tekrardan uygun görüldü.

Neye istinaden bu değişimlere tanıklık ediyoruz merak ediyorum doğrusu.

Covid-19 geçirenlerin ikinci dozu olmamasına yönelik verilen kararın bilimsel mantığı neydi, şimdi ne oldu da bir anda değişti.

Namütenahi bir bilim yolculuğunun içinde hem mide hem de beyin mıncıklanması yaşamaktan başka bir durumla karşı karşıya değiliz.

Bu durumu sorguladığınız takdirde de “kavun, karpuz” muhabbetinden geri kalmayan aşağılanmalar ile karşılaşıyorsunuz.

Karpuzcudan karpuzu alırken en fazla bir ya da iki kez yanılırsınız. 

Şahsen ben tercihi karpuzcuya bıraktığımda hiç yanılmadım.

Peki hop şöyle, hop böyle diye diye bilim üretenler, -onların lafügüzafı ile- cahil ilan ettikleri vatandaşın psikolojisine, sosyal ve ekonomik hayatına ne gibi bir bilimsellik ile yaklaşıyor?

Kapan dedikten sonra kapanıp, kapanma bittikten sonra “kapanmanın vaka sayılarındaki düşüşlere bir etkisi yok” demenin bilimselliği nerede? 

Kapanmaların bir etkisinin olmayacağını, aksine zararlı olacağını bilimsel makaleler eşliğinde ifade eden doktorları, araştırmacıları, vatandaşları cahil ilan ettikten sonra şimdi cahillerle hemdem olmak bu işin fantezi kısmı sanırım.

Ellerde bir tek kırbaç eksik…

O da yakında temin edilir.

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@