Yapay niyetlerin etini Allah kabul eder mi?
Yeni bir konu; yapay et.
Helal midir, haram mıdır bugüne çok taşınan bir konu.
Mevzu her anlamda derin…
Yapay et için alınması gereken kök hücre, hayvandan doğru usullere uygun alınıyorsa helalmiş.
İnşallah kök hücreyi alırken “teşrik tekbiri” getirmeyi unutmazlar.
Kim bu çalışmanın öncüsü peki?
Kimden, hangi doğru usulü bekliyoruz?
Milyonlarca çocuğun ve kadının Afrika’da, Hindistan’da ölümüne sebep olanların bir anda gündeme getirip, hızlandırmaya çalıştığı yapay et usulüne göre kodlansın.
Tamam…
Peki ya niyetleri hangi usule göre değerlendireceğiz?
Ameller niyetlere göredir derler.
Acaba yapay et ile mütebessimliği ilan etmeye çalışırken, alttan alta yeni bir felaketin sinyal radyasyonlarına maruz kalıyor olabilir miyiz?
2015 yılında virüslerden bahseden kâhin Bill Gates’in dedikleri, bugün istisnasız hayatımızın bir parçası değil mi?
Geçenlerde yine aynı kâhin “daha büyük pandemilerden” bahsetti.
Çıkıyor yahu işte adamın dedikleri.
Komplo falan değil…
Cinleri de yok…
Tarot falına da bakmıyor.
Sadece parası var.
Şimdi bahsettiği yeni pandemi de “küresel iklim değişikliği” felaketi.
Kıtlık falan…
Kitap bile yazdı bunlarla ilgili.
Kitap demişken…
Bill Gates’in favori kitaplarından biri olan “istatistikler ile yalan söylemek” kitabını da tavsiye ederim.
Bırakın çevrenizi, eğer belli bir kitleniz varsa iyi yöntemler ile tüm dünyayı kandırabilirsiniz.
Tüm dünyayı kandırmak gibi bir niyetiniz yoksa, “bu kadar insan aptal olamaz” edalarıyla nutuk atılan “Çiftlik Bank” gibi de bir sistem kurabilirsiniz.
Öyle ki, yapay et için “helaldir” fetvasını çıkarttırabilir, gece kulüplerinde, konserlerde binlerce insanın maskesiz mesafesiz eğlenmesine laf etmeyip, camilerde ibadete sosyal mesafe engelini getirtebilirsiniz.
Demokratım diyene anayasanın çiğnenmesini kabul ettirebildiğiniz gibi, dindarım diyene de eğlence ortamlarında sık tutulan safların, ibadet yerlerinde olmamasını kabul ettirebilirsiniz.
Siz farkında olmadan herkesi her şeye inandırır, insanların değer pratiklerine yeni anlamlar yükleyebilirsiniz.
Zaman geçtikçe de insanoğlu ya!
Kabullenir, adapte olur.
Şimdiden, gelecek için bahsedilen felaketlerin hazırlığına başladık. Hatta öyle ki gelecekte yaşayacağımız felaketleri insanlara öyle ya da böyle anlatmaya başladık, kıyısından köşesinden çözüm için gerekli malzemeleri de onlara sunduk.
Tarihte hep olağanüstü değişiklikler meydana geldiğinde “tarih” anlam kazanmaya başlamıştır.
Bu olağanüstülükler, bir sonraki yüzyıldakiler için basit ama bir önceki yüzyıldakiler için hayal bile edemeyeceği bir düzeni sisteme “enjekte” etmiştir.
Ve böyle böyle insan aslında hep değişmiştir.
Daha doğrusu, zaman geçtikçe insan daha kontrol edilebilir hale gelmiştir.
Şu an yaşadığımız yüzyılda da gerçekleşen bu değil mi zaten?
Bugün kendi isteğimiz gibi algıladığımız şeyler aslında algılarımızla mükemmel bir illüzyon gösterisi yapan “kapital” sistemin arzusu değil mi?
Zaten kontrol edilmiyor muyuz, daha ne kadar kontrol edecekler?
Şu an bu yazıyı yazarken bile onların icatlarını kullanmıyor muyum?
Hem ne yapsınlar benim gibi önemsiz birisini kontrol edip?
Aksine ben onlar için lüzumsuz birisiyim, yüküm bu dünyaya…
E onların statüsünde bir elit de değilim.
Allah Allah…
Benim gibi nereden baksanız 5-6 milyar insan var.
5-6 milyar dünyanın enerjisini ve imkânlarını tüketen insan var.
E dünya nüfusunun azalması gerektiğini öne sürenler de tarihten beri var.
En son bunu dile getiren de bugün hem aşıları hem yapay et çalışmalarını hem de küresel iklim değişikliği çalışmalarını fonlayan hayırsever Bill Gates.
E bu kadar fonu yapabilmesi için de benim gibi önemsiz milyarlarca insana ürününü satmak zorundaydı.
E sattığı ürünlerle de zaten avuçlarının içinde değil miyiz?
Daha ne kadar kontrol edebilirler beni?
Neyse, en azından kendi isteğim ile “gönüllü” olarak ölüme yürümüyorum.
Onu kontrol edemiyorlar henüz.
İnsanı ölümden eceli korurmuş.
Allah yapay etinizi de niyetlerinizi de kabul etsin.
