13.07.2021, 21:35

Yeni açılım süreçleri...

Zamanında AK Parti Hükümeti'nin başlatmış olduğu çözüm sürecini çok cesurca bulmuş, onaylamış, desteklemiş biriyim. Desteklemiş olduğum için de hiç pişman değilim. Şimdi HDP ile kanka pozisyonuna gelmiş bulunan CHP, o süreçte elinden gelen bütün engellemeleri yaptı. Kıldan nem kapar bir hassasiyet içindeydi. Hadi CHP'nin bu tavırları şaşırtıcı değildi diyelim ama sözde sürecin paydaşlarından biri olan HDP, o süreçte kolaylaştırıcı bir yol izledi mi? Hayır... Kendi siyasi pozisyonunu riske eden AK Parti'ye karşı HDP'nin tutumu o süreçte hiç de kolaylaştırıcı yönde değildi. Tam tersine, darbe vurmak için hiçbir fırsatı kaçırmıyordu. 

Süreç devam ederken PKK cephesinin ikinci bir ajandalarının olduğu sonradan anlaşıldı zaten. Yolların kenarlarına, menfezlere bomba yerleştirmekle meşgulmüş PKK teröristleri... Süreçle aynı zamanlara denk gelen Suriye denklemi PKK'yı tamamen baştan çıkardı. Suriye'de oluşan ayrı bölgenin Türkiye'de de olabileceği hayaline kapıldılar ve masaya tekmeyi vurdular. Hep beraber yaşadık. Daha dün gibi. Kimse en azından yakın tarihi çarpıtmaya kalkmasın...

Geçmiş tecrübe bu kadar olumsuzken yeni bir çözüm süreci mümkün müdür? Evet mümkündür... Ama çok önemli koşullardan sonra...

Bir kere artık PKK ve etkisinde olan yapılarla hiçbir şekilde masaya oturulamaz. Suça bulaşmış PKK'lılar hiçbir şekilde affedilemez. PKK'nın yan unsurları gibi konumlanan PYD gibi yapılar bu özelliklerini korudukları müddetçe düşman muamelesi görmeye devam ederler...

Peki yeniden böyle bir sürece ihtiyaç var mıdır? İçeride barışmış bir ülke olarak yolumuza devam etmemiz açısından bence vardır... Hatta dahası da vardır... Dahasının ne olduğunu da yazımın sonunda belirteceğim...

Son zamanlarda bazı HDPlilerin söylediklerinden yeni bir çözüm süreci başlama ihtimalinin olduğu değerlendirmeleri yapıldı. En azından basın böyle algıladı. Üzerine Cumhurbaşkanı'nın Diyarbakır ziyaretinde söylediği şeyler kafaları iyice karıştırdı. Sayın Cumhurbaşkanı, "Süreci bitirenin devlet değil, PKK olduğunu" söyledi ve "AK Parti'nin bu konuda çözüm sürecinde durduğu yerde durduğu" vurgusu yaptı...

Peki tüm bunlar neden bu zamanda oluyor? 

Hiçbir AK Parti'ye yakın yazar-çizer dillendirmese de ben konunun Erdoğan - Biden görüşmesi ile alakalı olduğunu düşünüyorum... 

ABD-Türkiye ilişkilerinin kilitlendiği asıl yer Suriye... ABD'nin bugüne kadar binlerce TIR silah gönderdiği PYD, Türkiye'de binlerce insanı katletmiş PKK terör örgütünün doğrudan bağlantılı bir alt örgütü gibi çalışıyor. KCK denilen şemsiyenin altında PKK ve PYD birlikte yer alıyorlar. Yani ABD, PYD'ye yardım ettikçe dolaylı olarak PKK'ya da yardım etmiş oluyor. Türkiye'nin bunu kabul edebilmesi imkansız... 

Fakat ABD de Suriye'de oluşan Kürt bölgesini kendi gelecek stratejisi açısından vazgeçilmez görüyor. Acaba ABD'nin gelecek planlarında aynen Suriye'de olduğu gibi Türkiye'de de bir parçayı bölüp parçalamak var mı? Bu önemli bir kuşkudur ve bu kuşku ortada durdukça iki ülkenin müttefik olabilmeleri imkansızdır... 

Peki, bu konuda Türkiye'yi rahatlatacak ne yapılabilir? 

PKK tümden lağvedilir. Hiçbir etkin unsuru kalmaz. Bütün lider kadrosu etkisiz hale getirilir... ABD'nin istihbarat ve fiili yardımı olsa bu dediğimi gerçekleştirmek bir ay bile sürmez... 

PKK tümden bitirildikten sonra Suriye'de Kürt bölgesinde etkin olan PYD'nin yapısı değiştirilir yada yeni bir yapı başa getirilir. Türkiye'ye hiçbir düşmanlık beslemeyen hatta Türkiye hamiliğini kabul eden bir yönetime Türkiye'nin bir itirazı olacağını sanmıyorum... 

PKK ve PYD'nin Türkiye hevesleri bitirildikten sonra herkesle her konu konuşulabilir. En ileri ifade ve demokratikleşme adımları atılabilir... 

Ben önümüzdeki sürecin bu yolda ilerleme imkanı olduğunu düşünüyorum. Koşullar sağlanırsa bunun gerekli olduğunu da düşünüyorum... 

Yazıda, "Dahası da olduğunu" yazmıştım... Evet, dahası da var... Türkiye bir an önce Alevi hakları konusunda da adım atmalıdır... Bu adımların da yakın olduğuna inanıyorum...

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@