banner163

02.04.2021, 17:00

Fransız laikçiliği ve Fransız mürteciler...

Laisizm kavramını etimolojik olarak literatüre kazandıran Fransa, bugünlerde senatosunda ortaçağa dönüşünü tartışıyor...
Ulusal Meclis'te 16 Şubat'ta kabul edilen tasarı, Senato'da görüşülmeye devam ediliyor. Tasarı, Senato'da yapılacak oylama sonrası Meclis'te ikinci kez oylanacak.Bu arada yaklaşık  5 milyonu bulan Müslüman nüfusuyla Fransa, Avrupa’nın en kalabalık ‚Müslüman ülkesi’.
Tasarı, Müslümanları ötekileştirdiği gerekçesiyle eleştirilere neden oluyor.
Bunu dile getirenler ise yine Fransızlar...
Yeşiller Partisi (EELV) Senatörü Benbassa, "Müslümanlardan ne istiyorsunuz? 
Bunu bilmek istiyorum. Başörtüsü sorun olmadığı zaman tesettür mayo sorun oluyor. Başörtüsü sorun olmadığı zaman helal sorun oluyor. 
Helal sorun olmadığı zaman başka bir şey sorun oluyor.
(Müslümanların normal şekilde) yaşamalarına izin vermiyorsunuz. Sizin için her şey eleştiri ve dışlama konusu. Ne zamana kadar bu şekilde davranmaya devam edeceksiniz?" ifadelerini kullanıyor...
Bu arada Senato'da yasa tasarısına, okul gezilerinde öğrencilere refakat eden annelerin ve 18 yaşından küçük kızların kamuya açık alanlarda başörtüsü takmalarını ve havuzlarda tesettür mayonun giyilmesini yasaklayan maddelerin eklenmesi kararlaştırılmıştı...
Bu haliyle bakıldığı zaman açıkça İslam’ın hedef alındığı açıkça tespit edilebiliyor.
Bu da laikçi taassubun gitgide totaliterleştiğinin açık bir göstergesidir.
Mesela Almanya, Ludwisburg’daki Alman-Fransız Enstitüsü’nde görevli bilim adamı Profesör Henrik Uterwedde, teoriyle partiğin örtüşmediğini söylüyor. Uterwedde, “Fransa’da 1905’te kabul edilen laiklik yasası, devletin dinler karşısında tarafsızlığını öngörüyor. Ancak gerçekte durum farklı. Bu, özellikle devletlerin İslamiyet ve Müslümanlar’a karşı tutumlarında belli ediyor kendini“ diyor.
Profesör Henrik Uterwedde, şunları dile getiriyor: “Hükümet bir tür Fransız İslam modeli oluşturmaya çalışıyor. Hükümet, kendilerine, demokratik topluma uyan bir İslamiyet istiyor.“
Fransa’nın bu rijit tavırlarının altında yatan acaba İslam’a karşı korku mu yoksa nefret mi?...
Bu süreçte müslümanlara karşı başlayan bu totaliter ve islamofobik tavırlar Fransa ‘yı kendi iç dinamiklerinde çok zor duruma düşürecektir.
İlerleyen zamanda zamanda bu gidişi frenleyemez ve Fransa aşırı sağcıların elinde oyuncak olur...
Dünya büyük bir dönüşümün içinde iken bin yıllık hoşgörü ve barış ikliminin bayraktarı Türkiye mazlumların en büyük güvencesi olmalıdır.
Bin yıl önce...
“Adımız miskindir bizim 
Düşmanımız kindir bizim 
Biz kimseye kin tutmayız 
Kamu alem birdir bize…”
diyen...
Dört mısrada dörtyüz ciltlik felsefeyi özetleyen Türkiye, gelecekteki dünyanın ve insanlığın umut ışığıdır.

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@