25.04.2022, 11:29

Molla Kasım’lar arasında kalmış bir modern zaman bilgesi: NABİ AVCI…

Önce bir bakalım; kimdir Molla Kasım ve neyi, nasıl bir insan tipini temsil eder?..

Yunus'la alıp veremediği nedir?..

Bunları anlamak için önce konuyla ilgili menkıbeye bakalım:

“Yunus, üç bin şiir söyler. 
Kendisinden sonra gelen Molla Kasım isimli bir şeriat (hukuk) âlimi bir su kenarında bu şiirleri okumaya başlar. Bunlardan ilk bin tanesini okuyunca bunları şeriata aykırı bularak yakar. Sonraki bin tanesini de aynı sebeple parçalayıp suya atar. 
Üçüncü bine başlayınca yazının başına aldığımız şu beyitle karşılaşır: "Derviş Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme /Seni sîgaya çeken bir Molla Kasım gelir"

Zahir ve batın…
Görünen kısım ve aslında herkesin göremediği resmin tamamını oluşturan gizli kısım…
Bu iki kavram aslında birbirinin mütemmim cüzleri olmalarına rağmen hep iki karşı cephe olarak algılanmış ve olaylar hep bu çerçeve içersinde vuku bulmuştur…

Mustafa Özçelik Lacivert Dergi’deki makalesinde bu menkıbeden yola çıkarak şu yorumları yapar:”Bu menkıbe öncelikle tarih boyunca sıkça karşılaşılan medrese-tekke çatışmasının bir örneği olarak da okunabilir. 

Bu durumun en önemli sebebi ise fakih diliyle derviş dilinin farklı olmasıdır. 
Biri kitaptan diğeri gönülden konuşur. 
Fakih, bir metne zahiriyle bakar ve alt anlamına ulaşamaz. 
Yine fakih, konuya kaba akıl ve bilgi ölçüleriyle bakar.”

Sezai Karakoç ise, başka bir yorum olarak; "Molla Kasım'ı şairin kendisi olarak görür.  Molla Kasım, Yunus'un "iç ben"idir. Bir otokritiktir söz konusu olan. Yunus, sadece söyleyen değil okuyan olarak da şiirlerini kritik etmekte, okurun karşısında çıkabilmek için ikibin şiirlik müsveddeyi yok etmektedir.”

Bence her iki yorum da hem ayrı ayrı hem de birlikte doğrudur…

Molla Kasım deyince benim aklıma ilk Nabi Avcı gelir hep…

Hem Yunus, hem Molla Kasım olabilmeyi başarmış bir modern zaman bilgesi…

Hem zahiri bilimler konusunda ulaşılabilecek en üst seviyeye çıkmış, batı bakışı ile büyük entelektüel; hem de modern zamanları hem yaşadığı anda ,hem de onlarca yıl öncesinde özümseyip çözümleyebilmiş bir ziyalı kişi, bir münevver…

Nabi Avcı aynı zamanda hayatın içinde ve aktif önemli görevler de üstlenmiş, pek çok yükü sırtında taşımış nahif bir gönül insanıdır…

Sezai Karakoç’un tanımladığı Molla Kasım ‘ı özümsemiş, hatta kalemi ile varlık vermiş,bu süreçlerde aslında  kendini olabildiğince sert eleştirmiştir.

Türk matbuatının son dönemlerinde önemli işlevleri olmuş, aynı zamanda Türk siyasetinin önünü açan insanların arasında yer almıştır…

Çağdaşı, milli ve uluslarası pek çok insan ile yakın ilişkileri ve fikri alışverişleri olmuştur…

Hele ki Milli Eğitim Bakanlığı dönemi belki de ülkemizin bağımsızlığı yolunda yeşil CIA fetönün en güçlü olduğu alan olan eğitimden temizlenmesinin mümessili olmuştur.

Fetö'nün global yapılanmasının dünyada ifşası, kabulü ve okullarının Maarif Vakfı’na devri konusunda hayati hizmetleri olmuştur…

Çocukluğunu geçirdiği ,tahsilini tamamladığı vekilliğini yaptığı Eskişehir ‘e de çok fazla ve büyük  somut hizmetleri olmuştur…

Daha fazlası olacaktır da…

Kendine doğru Molla Kasım’lık da yapan Avcı’nın; birçok da zahiri eğitimi tam ,nadan Molla Kasım’ı da olmuş , hep beraber arkasından nobranca “siga” ya çekme çabasında olmuşlardır…

Onun nahifliğini zayıflık olarak nitelendiren mi ararsınız?..

Kerameti kendinden menkul cenaze kovalamak ile siyaset gurusu olduğunu zannedenlerin “ ne yaptı ki?” sorularını mı ararsınız?…

Üzerinden tüm rantını yedikleri Eskişehirspor’u neden kurtarmadığını sorgulayanları mı ararsınız?…

Siyaseti bir hizmet kulvarı değil de kariyer parçası görenlerin eleştirilerini mi ararsınız?…

Bürokrat seçmeyi ehliyet, liyakat ve devlete sadakat değil de kendine koşulsuz itaat edecek adam kriteri zannedenlerin eleştirilerini mi ararsınız?…

Etrafı, herşeyin en iyisini bildiği zannı ve kibri ile dolu Molla Kasım’lar tarafından kuşatılmış…

O zarafetinden, olgunluğundan ve hizmet aşkından bunca Molla Kara Kasım’lara rağmen ödün vermeden 35 yıl önce tespitini yaptığı enformatik cehaleti aydınlatma gayretinde bir modern zaman bilgesi…

Daha alınması gereken pek çok hikmetin ve hizmetin kaynağı…

Önümüzdeki süreç içersinde hem milli vizyona hem de Eskişehir’e çokça katkılarını göreceğimizi düşünüyorum.

Eskişehir’in küçük bir Anadolu kasabasından gerçek bir Türk Dünyası Kültür Başkent’ine dönüşümünü başlattığı gibi bu süreci tamamlayacak olan da olacaktır…

Avcı’nın döneminin bittiğini zannedenler ya da biteceğini umud edenlere bir haberim var; önümüzdeki zamanlar onun çok daha etkin olacağı zamanlar…

Hem kendi tekamülünü tamamlamak adına kendisinin, hem de kabuğunu kırmak adına Eskişehir’in ona ihtiyacı olduğu açıkça görünüyor…

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@