04.12.2022, 14:51

Kendi seçmenini önemsemeyen Kılıçdaroğlu Türkiye’yi nasıl önemseyecek?

Önümüzde önemli bir seçim var.

Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı belli, Recep Tayyip Erdoğan.

Millet İttifakı’nın adayını bilmem de CHP’nin net bir şekilde adayı Kılıçdaroğlu.

“3 Aralık’ı bekleyin, bekleyin” diyen Kılıçdaroğlu, İspanya’da Katalanlar’ın ayaklanmasını destekleyen ve karışıklığa sebep olan Jeremy Rifkin’i başdanışmanı olarak ithal etti.

Dünyayla mücadele etmeye geldiğini söyleyen Kılıçdaroğlu’na güvenim kocaman bir “sıfır”…

Hak, hukuk ve adaleti kendisine slogan edinen Kılıçdaroğlu kendi partisine adaleti getirmiş de sıra Türkiye’ye mi gelmiş?

Kendi seçmeninin, CHP seçmeninin büyük bir çoğunluğunun kafasında sadece iki isim var.

Biri Mansur Yavaş diğeri de Ekrem İmamoğlu.
Ufak bir kesim de var ki; Erdoğan gitsin diye tuvalet terliğine oy vermeye bile razı.

Bu ufak kesimi çok önemsemeyin, radikal yaklaşımlarıyla vicdan mastürbasyonu yapmaya devam etsinler, dokunmayın, zararsızdırlar.

Ama ortada çok net bir gerçek var ki…

Kılıçdaroğlu dünyayla falan değil bizzat kendi seçmeniyle mücadele ediyor.

Aksi halde seçmenine saygısı olsa, aday maday olmaz!

Hadi onu da geçtim, Türkiye’nin İkinci Yüzyılı Programı’na bir çevirmen dahil tutulmamış.

Jeremy Rifkin konuşurken çeviri sadece protokole yapılmış.

Programa gelen vatandaşların içinde de İngilizce bilenler dışında herkes bön bön etrafına bakınmış.

Gazeteciler için adam akıllı bir alan tahsis edilmemiş.

FED Başkanı’nın, “Faiz artırdık, bir işe yaramadı” cümlelerine rağmen programa katılan ekonomistler arasında yer alan Daron Acemoğlu, “Faizi artırarak Türkiye ekonomisini düzelteceğiz”den öte bir şey dememiş.

Jeremy Rifkin, “Akıllı telefonlar, iklim” cart curt dışında pek bir şey konuşmamış.

15 yaşındaki bir çocuğu getirselerdi o da akıllı telefonlardan, Greta’yı getirselerdi o da iklimden bahsederdi. Hem maliyet daha da düşük olurdu. 

Zira Jeremy Rifkin’in konferans başına ücretlendirmesinin 10-13 bin dolar olduğu söyleniyor.

CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke de, “Barış imzacısı akademisyenleri yeniden öğrencileriyle, yeniden üniversiteleriyle buluşturacağız”…

Yani Türkçe meali: “Çukur Eylemleri’nde terör örgütü PKK’yı destekleyen akademisyenleri üniversiteye geri döndüreceğiz” dışında pek bir şey söylememiş…

Bu kadar yoğun emeğe ve masrafa hiç gerek yoktu açıkçası.

CHP seçmenine sorsanız Kılıçdaroğlu’nun aday olmaması yeter de artar.

Ama daha bitmedi, yetmezmiş gibi bir de Cumhurbaşkanı sembolik olacakmış. 

Aday 50 artı 1 alacak ama siyasi parti liderleri de Cumhurbaşkanı üstünde yetki sahibi olacakmış.

Parti Genel Başkanları hem vekil hem Cumhurbaşkanı Yardımcısı olabilecekmiş…

Arkadaş o halde ben neden bir Cumhurbaşkanı seçmek için sandığa gideceğim?

Oldu olacak Cumhurbaşkanını bir kavanozun içine koyup kurayla çekelim, sandığa da siyasi partilerin başkanı kim olacak diye gidelim! 

Yorumlar (2)
Ahmet 1 yıl önce
Onlara göre cumhurbaşkanı vasıfsız olacakmış. .. güler misin ağlar misin muhalefet bu mudur
Gizem Demirel 1 yıl önce
Helal olsun, ağzına sağlık.

Gelişmelerden Haberdar Olun

@