banner163

31.03.2021, 11:59

Neyin vaveylası bu? 

Sosyal medyanın algısal gücünün farkında olmamak elde değil. Çok prestijli bir yöntemmiş gibi hayatımızın içine girip her konuyu ‘’mış’’ gibi yapma ve yaptırma gücüne sahip bir mecradan bahsediyoruz. Spekülasyon desen bol, algı desen bol, fayda desen bol, zarar desen faydadan daha bol. Sosyal medya kullanan herkesin "haber araştırma tekniklerine" hakim olması gerek ki sansasyonel olmuş bir haberin doğruluğuna göre o konuyu, yeni lügatımızla Trend Topic’lere sokalım. 

Başımıza Kürşat Ayvatoğlu diye birisi dert oldu. Sosyal medyada uyuşturucu kullandığı görüntüleri, kumar oynadığı görüntüleri çıkınca hemen gündeme oturmadı. Onu gündeme oturtan ve sansasyonelliğine prestij katan kısım ise Ak Parti ile ilişkilendirilmesi. Bu şahıs Ak Parti’de büro personeli olarak çalışıyordu. Çıkan haberlerden sonra hakkında soruşturma başlatılarak iş feshi verildi. Fakat bu şahsın yaptıkları üstünden bir genellemeye gidilerek Ak Parti’ye karşı bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Konu bir anda Kürşat Ayvatoğlu’nun yaptıklarından çok Ak Parti’ye yönelik bir itibar suikastı girişimine dönüştü. Bir kişi üzerinden tümevarım yapmak, belki de mantığın en saçma ilkesidir. Hayır bu şahısın yaptıklarından sonra parti içindeki görevi de feshedildi, hakkında soruşturma da başlatıldı. Olayın üstünün örtülmeye çalışılması gibi bir durum da söz konusu değildi. 

Neyin vaveylası bu? 

Görmediniz mi siz hiç tecavüzün üstünü örtmeye çalışanları? Görmediniz mi kendilerini en koyu vatan sevdalısı olarak gösterip HDP’nin kapatılma istemine karşıt bir argüman oluşturup, dış kamuoyuna şikayetçi olanları? İtibar suikastına girişenlerin başvurmaktan asla çekinmediği bu tümevarımı acilen bırakmamız gerek. Aksi taktirde at izi, it izine karışma konusunda asla tereddüt etmeyecek. 

Kaldı ki Kürşat Ayvatoğlu verdiği ifadelerde uyuşturucu kullandığını kabul ediyor. Ayrıca içinde bulunduğu bu durumu bir bataklık olarak nitelendirip kendi yaptığı hatayı da dile getiriyor. Ak Parti’nin içerisinde olmak istemesinin sebebini de kendi prestijini arttırma çabası olarak açıklıyor. 

Genç bir insan doğal olarak hata yapabilir. Yaptığı bu hatalar ise kendisini alakadar eder, bulunduğu bir kurumu veya kuruluşu değil. 

Ayrıca bu tarz bataklıklara düşmüş kişileri şuursuza linç etme kampanyalarının sağlıklı bir girişim olduğunu da düşünmüyorum. Aksine, daha tehlikeli teşviklere iten bir durumun öncüsü olabiliyor bu tür toplu linç kampanyaları. 

Yanlış anlaşılmasın Kürşat Ayvatoğlu’nu savunmuyorum. Sadece bu olağan krizi fırsata çevirip çifte standart uygulayarak bunu gündeme taşıyan zihinleri eleştiriyorum. Bugün uyuşturucu bataklığına düşmüş binlerce insan var. Bu insanları bu bataklıktan çıkartmak ise imkansız değil. Zaten İçişleri Bakanlığı bu konuda taviz vermeden çalışmalarını sıkı sıkıya yürütüyor.  

Pudra şekerli genellemelerin ardından gördüğümüz tek şey, bir yanlışı bir insan yapar, yanlış yolundan sapıp bir gruba meze edilir. Fakat unutulmamalıdır ki mezenin kötü olması onun servisini yapan garsona ait değildir.
 

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@