01.03.2023, 11:29

Rektörlere çağrımdır

Yaşadığımız büyük felaketin sarsıntısı ruhumuzda hala devam ediyor. Yediğimiz lokma boğazımızdan geçmiyor, gözümüzdeki ışık karanlık. İnsanlarımızın yaşadığı yıkımı biz de hissediyoruz ama yaşamıyoruz. 

İlk şokun ardından şimdi neden bunu yaşadık; cevabını arıyoruz. Bir önceki yazımda da belirtmiştim ovalardan yükseklere, dağ eteklerine taşımalıyız şehirlerimizi. Ve daha birçok teknik ayrıntı sıralanabilir. Ancak Tarih babanın öğretilerinden kendimize pay çıkarmalıyız.

Bakınız yine müteahhitler tutuklanıyor sorumlu olarak. Sorum şu; bir film kötü ise yani izlediğinizde keyif almıyorsanız filmin yapımcısını mı suçlarsınız yoksa yönetmenini mi? Filmi çeken yönetmendir, yazan senaristtir, oynayan oyuncudur. Şimdi inşaatın projesini çizen mimar, hayata geçirilmesini sağlayan inşaat mühendisidir, makine mühendisidir, daha geniş bakarsak şehir bölge planlamayı yapan belediyedir. Tüm bunlar için de kapitali sağlayan müteahhittir. Tüm imzaları atan mimar ve mühendisler ve kontrolü yapan belediye ve yapı denetim firmalarıdır ki bu mevkilerde çalışanlar da yine mimar ve mühendisler. Peki soruyorum; Eyy Eskişehirliler sokağınızda yapılan inşaatta bir tek mühendis gördünüz mü bugüne dek!! Kalfa yapar inşaatı, ekibiyle gelir okuyabildiği kadarıyla bakar projeye. Müteahhit inşaat alanına uğrar malım, malzemem çalınıyor mu diye bakar gider. Zaten kontrole gelen kontrolör de 10 dakikada işi bitirir. Ahlaklı mühendis de ilk inşaattan sonra kapı önüne konur genellikle. Sorun ahlaklı, namuslu, görmediği-bilmediği bina için imza atmayacak mühendis ve mimarı yetiştirmekte. 

Japonya’da ilkokul öğrencilerini Hiroşima’da Atom bombası patlaması sonrası yaşananları görmesi için müzelere, kalıntılara götürüler. Gerçek dünyayı, ülkenin yaşadığı büyük felaketi yaşaması görmesi için, vicdanın derinliklerine kazınır o yaşananlar. Unutma!!! Buna göre çalış.. Yoksa yine yaşarsın. Çalışkan ol, ahlaklı ol. O yüzdendir ki hata yapan kendi cezasını kendi verir. Ahlaksızlık mikrobunun başkalarına bulaşmasına izin vermez. 

Şimdi Eskişehir Teknik Üniversitesi deprem bölgesine bir grup itfaiyeciyi gönderdi ve kurtarma çalışmalarına yardımda bulunmak istedi. Takdir edilmelidir. Ama bir dakika asıl iş iyi mühendis yetiştirmekte. Üniversitelerin işi bu değil mi? Osmangazi Üniversitesi için de geçerli elbette bu sözler. Lütfen Mühendislik Fakültesi öğrencilerinizi deprem bölgesine gönderin. Orada yıkıntıya uğrayan, ailesini kaybeden vatandaşın bakışlarını görsün ve mezun olduğunda imzasının değerini bilsin. Sorunu yerinde yaşasın, insanların vicdansızlık karşısında yaşadığı yıkımı görsün. Yuvasını, evladını kaybeden ananın babanın gözünün içine baksın. Oradaki acıyı hissetsin, ruhuna kazısın. Diplomasını kiraya vermesin, vicdanını satmasın. Sayın Rektörler lütfen mühendislik fakültesi öğrencilerinizi bölgeye gönderin. Teknik Gezi için paranız yoksa bu şehir size parayı bulur. Gerçi isteyince her şeye parayı buluyorsunuz da neyse. 

Bu önerim Belediye İmar Dairesi yetkilileri için de geçerli. Sayın Belediye Başkanları yetkililerinizi bölgeye gönderin. Kanun, yönetmelik yazarsınız. Ama onları uygulayacak vicdanlı insanlara-mühendislere ihtiyaç var.

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@