banner163

Eskişehir Türk Ocağı'nın konuğu Prof. Dr. Göksu oldu

Eskişehir Türk Ocağı perşembe sohbetlerinin konuğu Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göksu oldu.

HAYAT 01.01.2022, 14:57
Eskişehir Türk Ocağı'nın konuğu Prof. Dr. Göksu oldu

Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Göksu'nun konuşmacı olarak katıldığı etkinlik Türk Ocağı konağında düzenlendi.  Programda Prof. Dr. Göksu 'Selçuklular ve Beylikler döneminde Anadonu’da Kültür ve Medeniyet' başlıklı konuşmasını gerçekleştirildi.

"Türklerin önemli özelliklerinden biri, çok geniş bir coğrafyada varlık göstermiş olmalarıydı"

Prof. Dr. Göksu, "Kadim çağlardan itibaren müşterek dil ve tarih sahibi bir millet olarak varlığını devam ettiren Türklerin, önemli özelliklerinden biri, çok geniş bir coğrafyada varlık göstermiş olmalarıydı. Erken Türk tarihinden itibaren müşahede edilen bu durum, onların farklı coğrafyaları, farklı iklimleri tanımalarına, farklı dil, din ve toplumlarla temas kurmalarına sebep oldu. Bu süreçte hem karşılaştıkları her yeni iklim ve coğrafyaya intibak edip tabiat karşısında varlıklarını sürdürdüler, hem de temas ettikleri farklı dil, din ve toplumlarla hemen her alanda kültür alışverişinde bulunarak son derece gelişmiş ve kendine has özellikler arz eden bir kültür ve medeniyet çevresi oluşturdular. Merkezinde Türk dilinin, Türk sanat ve estetiğinin, devlet ve siyaset anlayışının yer aldığı bu kültür ve medeniyet çevresi, zaman içerisinde Türkistan’dan Orta Avrupa’ya, Karadeniz’in kuzeyinden Yemen ve Umman’a kadar uzandı. Bu sınırlar aynı zamanda zaman ve mekân sınırları son derece geniş, çok farklı kaynaklardan beslenerek zenginleşmekle birlikte ana nüvesini kaybetmemiş bir Türk düşünce dünyası atlasını teşkil ediyordu" dedi. 

Selçuklular Türk ve İslam tarihinin gelişimini farklı ve çok geniş bir mecraya taşıdılar

Prof. Dr. Göksu Selçuklu Türklerinin İslamiyet ile tanışmalarını anlatarak şu ifadeleri kullandı: "Yolculuğun daha başında İslamiyet’le tanışan Selçuklu Türkleri, kadim (eski) ile cedid (yeni) arasındaki ilişkiye sadık kaldılar. Başlangıçta siyasî ve askerî bir güç olarak ortaya çıkan Selçuklu Türkleri, kadim Türk-Oğuz geleneğinin bir temsilcisi olarak girdikleri İslam medeniyeti dairesi içinde siyasî, sosyal ve kültürel varlıklarını, bilgi ve görgülerini artırdılar. Buna ilave olarak hâkim oldukları coğrafyaların kadim medeniyetlerinden de ihtiyaç nispetinde istifade ederek Türk ve İslam tarihinin gelişimini farklı ve çok geniş bir mecraya taşıdılar. Onlar, Türkistan’da doğan Türk devlet geleneğini, Horasan, İran ve Orta Doğu tecrübesiyle zenginleştirerek Anadolu’ya kadar taşımak ve bu geleneği, bütün bu coğrafyalarda icra etmek gibi önemli bir tarihî misyonu üstlendiler. Ancak bu süreçte bir yandan kendilerinden önceki Türk-İslâm devletlerinden miras aldıkları “eski” Türk devlet geleneği ve müesseselerini hüküm sürdükleri “yeni” coğrafyalarda hâkim kılarken, diğer yandan da karşılaştıkları “yeni” imkân ve şartlara hızlı bir şekilde intibak ederek son derece başarılı ve düzenli bir devlet mekanizması oluşturdular."

Selçuklu Türkleri sosyal ve kültürel alanlarda da etki bıraktı

"Selçukluların oluşturduğu bu yapı, o kadar işlevsel ve kuvvetliydi ki, onları takip eden bütün Türk-İslam devletlerinde izleri devam etti." diyen Prof. Dr. Erkan Göksu konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu bakımdan Selçuklular, sadece siyasî, askerî ve idarî sahalarda değil, sosyal ve kültürel alanlarda da Türk ve İslam tarihinin seyri içerisinde adeta bir kavşak vazifesi görerek kendisinden sonraki bin yılı şekillendiren önemli bir etki bıraktılar. Kaşgar’dan Akdeniz sahillerine kadar uzanan sahada izlerini gördüğümüz bu etki, Doğu Türklüğünü siyasi bakımdan Batıya taşıyarak başta Anadolu olmak üzere Batı Türklüğünün temellerini oluşturduğu gibi, gerek devlet geleneği, gerekse kültür ve medeniyet sahalarında da Kaşgar’dan Akdeniz sahillerine kadar uzanan geniş sahada siyaset ve yönetim geleneğinden hukuk ve adalet anlayışına, dil ve edebiyatdan mimari ve sanata kendisine özgü bir karakter arz eden bir kültür ve medeniyet havzasını da inşa etti."

Sohbetin sonunda Türk Ocağı Başkanı Prof . Dr. Nedim Ünal, Prof. Dr. Göksu’ya “Şükran Beratı” takdim etti. 

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@