Liderlik Rüyası’nın çekiciliği

Dünya’nın neresine giderseniz gidin bir Türk ile karşılaşırsınız. Diğer milletler için böyle midir bilmem ama biz Türkler için böyle. Bulunduğu coğrafyaya yerleşen biz Türkler aynı zamanda o coğrafyayı yönetmeye de en kısa zamanda da talip olurlar. Eleştirmek için yazmıyorum, bu sadece bir tespit. Örnek mi, işte Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan meşhur Mehmet Öz.

Yaptığı TV programı ile ünlenen Mehmet Öz, Cumhuriyetçi Parti’den ABD Senatosu'na aday oldu.

Almanya’da, İngiltere’de belediye başkanı olan, parlamenter olan birçok isim sayılabilir. Bulgaristan’da ülkeyi yönetmeye talip olan parti var. Şu Çılgın Türkler gerçekten müthiş.

Çevrenize bakın, siyasete yeni atılan bir gencin yaptığı ilk iş kendi parti yönetimini eleştirmektir. “Ben olsam” ile başlayan cümleler kurulur akşamları farklı mekanlarda. Bu da bir tespit. Eleştiri olarak algılanmasın. İşin biz Türkler için doğası bu. Yolculuğu keyifli kılan da bu olsa gerek. Ee bakın etrafınıza, belediye başkanı olmak istemeyen başkan yardımcısı, Rektör olmak istemeyen Profesör, herhangi bir partide İl Başkanı olmak istemeyen delege ya da partili, Müdür olmak istemeyen Müdür Yardımcısı. Var mıdır? Zannımca yoktur. Biz Türkler için işin doğası budur. Bu enerji ile besleniyoruz, medeniyet dünyasına koşuyoruz.

Eskişehir’i düşünün bir defa, hangi parti diğeri ile mücadele ediyor? Tüm mücadele parti içlerinde değil mi? Tüm diğer yaşlı CHP’liler Yılmaz Hoca’nın yerine aday olabilmek için köşe kapmaca oynamıyor mu? Gençlerden söz etmeye gerek yok. Zaten Eskişehir CHP’de yönetici olmak için 60 yaş üstü olmak şartı var. Diğer partilerde de vitrin genç gözükse de karar vericiler yine SGK’dan maaş alma yaşına çoktan gelmişler. Uzaktan görünen Zihni Başkan gençliğinin dinamizmi ile fark yaratıyor. Bu cümlem siyasi taraftarlık olarak algılanmasın. Zihni Başkan’ın kişisel özelliklerinden de kaynaklanabilir.

Celalettin Kesikbaş da ilm-i siyaset ile yol almaya çalışıyor. Kararı kendisi değil de başkalarının vermesini bekliyor gibi bir his uyandırıyor. En büyük başarılar en kararlı duruşların sonucu elde edilmez mi?

***

ESTÜ ve Süha Muzaffer

Süha Muzaffer’i tanıyor musunuz bilmem vallahi. Ben de tanımıyorum. Asker kökenli olduğu söylentisi vardı bir zamanlar. Eskişehir’in internetten yayın yapan bir gazetesinde köşesinde yazar. Bir aralar Eskişehir Teknik Üniversitesi hakkında orada bir sürü işler döndüğünü, rektörün Yılmaz Büyükerşen ile gizli görüştüğünü filan da yazdı. Eeeee şimdi niye sustun, gözlerine perde mi indi Süha? Allah var ya önceki yazdıklarının boş mu olduğunu anladın? Yoksa sen Eskişehir Teknik Üniversitesi’nde maaşların yanlış yatırıldığını atlamaz, hemen yazardın. Aç o perdeyi aç, hiç yakışmadı sana.