13.04.2023, 16:48

Genel merkezler neden kafasına göre takılıyor?

Her genel seçim döneminde bu soru, yazımın başlığına seçtiğim bu soru sorulur biliyorsunuz. Milletvekili aday adayları belirlenir, birkaç gün bir hayli ses çıkar, sonra tepkiler sönümlenir...

Şehrin dışından gelen milletvekili adaylarına kim tepki gösterir?

Aday adaylığı sürecinde, kendi sevdiği, güvendiği, inandığı isimleri listede görmek isteyenler ve yıllarca teşkilat ya da örgütlerde emek harcayanlar bir süre tepki gösterir; ardından bir sağına bir de soluna bakar, anlarlar ki tepki gösteren bir tek kendileri, o kişiler de susar, sessizliğe bürünür...

Sonra başlar fısır fısır "Bizim parti bu seçimde 'bir'de kalsın da görelim bakalım genel merkezdekiler ne diyor" diye konuşmalar, sonra seçimde yine genel merkezin istediği sayıda milletvekili çıkar ve bütün tartışma ve tepkiler gelecek seçime kalır...

Adalet ve Kalkınma Partisi, 2002 ve 2007 yılları dışındaki bütün seçimlerde, Eskişehir'e 'dışarıdan' bir aday yollardı, bu seçimde sayı ikiye çıkınca homurtular başladı tabii...

İYİ Parti'de bir ara Bahattin Şeker'in ismi gündeme gelmişti, ancak Nebi Hatipoğlu gibi dominant bir isim olunca Genel Başkan Meral Akşener, yılların arkadaşından, aday adaylığından çekilmesini istedi...

Cumhuriyet Halk Partisi'nde ise Süheyl Batum'un ardından bir daha 'dışarıdan' aday gelmedi, ancak bu kez de parti tabanı, "Kılıçdaroğlu'nun adayı" ya da "Büyükerşen'in adayı" diyerek listedeki isimlere tepki göstermeye başladı...

***

AK Parti'de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'e hiçbir tepki yok...

Aday belirlenmeden, neredeyse bir ay önce ismi dillendirilmişti ve milletvekili olacak 15 bakandan birinin, hatta milletvekili olduktan sonra etkisi hiç de azalmayacak bir ismin Eskişehir'e gelmesine, parti tabanı memnun bile oldu denilebilir...

Sorun, ikinci sıradaki, dört ay bakanlık yapmış, Anadolu Üniversitesi öğrencisi ve hocalarından Prof.Dr. Ayşen Gürcan'da yaşandı daha çok...

İlk birkaç gün geçtikten sonra Ayşen Gürcan'a, tabanda sevilen isim Burhan Sakallı-Hasan Tuç-Serhat Tunç ekibi tarafından 'kanat gerildiği' ortaya çıkınca, bu isme gösterilen tepkiler de dindi ve sönümlendi...

CHP'de Utku Çakırözer zaten iki dönemdir milletvekilliği yapıyor. Eskişehirli. Kemal Kılıçdaroğlu'nun yakın çalışma arkadaşlarından...

İkinci sıradaki Jale Nur Süllü zaten Yılmaz Büyükerşen'in 2009'daki yerel seçimde "Kızım" diyerek Odunpazarı'na aday yaptığı isim ve bu dönem 'ikinci vekilliği' olacak.

Bir tek İbrahim Arslan'a tepki var ki, "Yılmaz Büyükerşen kendine yakın ikinci ismi de vekil yapacak. Bari üçüncü sıra örgütün olsaydı" diyorlar...

İYİ Parti, Memleket ya da MHP'de ise herhangi bir tepki gözlemlemedim...

Büyük Birlik Partisi'nin, genel başkanlarının Eskişehirli olması nedeniyle şehrimize ayrı bir önem gösterdiğini de ayrıca belirtmeliyim...

Neyse...

Uzatmadan başlıktaki sorunun yanıtına geleyim...

Genel merkezler, genel seçimlerde çok da tabanın sesini dinlemez, nedeni de yukarıda bahsettiğim şeyler...

AK Parti'nin listesine tepki gösterenler sağdan say 10 bin, soldan say 11 bin kişi...

2018 seçimlerinde Dündar Ünlü, dördüncü sıraya konulduğunda teşkilat tepki gösterip de partilerinin 'iki' vekil çıkarmasına neden olsaydı, siz zannediyor musunuz ki, bugün ikinci sıraya da kontenjan aday gelirdi?

Hülasa...

Genel merkezler sürekli ölçüm yapıyor ve genel seçimlerde aday isimlerinin, seçmen eğilimini yüzde 1'den fazla etkilemediğini görüyor...

Hal böyle olunca da genel başkanlar, gelecek 5 yılda, kendilerini yakın hissettikleri isimlerin milletvekili olmasını sağlamaya çalışıyor...

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@