banner163

The Economist'in skandal kapağına tepki yağıyor! 'Türkiye'nin kaderini İngiliz dergi tayin edemez'

İngiltere'nin haftalık dergisi The Economist Türkiye'deki seçimlerle ilgili skandal bir kapağa ve yazıya imza attı. The Economist'e tepki yağarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan da tepki geldi: "Benim milletim ne derse Türkiye'de o olur. Türkiye'nin kaderini İngiliz dergi tayin edemez"

SİYASET 20.01.2023, 14:41 20.01.2023, 14:53
The Economist'in skandal kapağına tepki yağıyor! 'Türkiye'nin kaderini İngiliz dergi tayin edemez'

İngiltere'nin haftalık dergisi The Economist, Türkiye'de gerçekleşecek seçimle ilgili hazırladığı analizde skandal ifadeler kullandı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan cuma namazının ardından soruları yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiliz The Economist dergisinin skandal kapağına ilişkin "Türkiye'nin kaderini İngiliz dergisi mi tayin ediyor? Benim milletim tayin ediyor. Benim milletim ne derse Türkiye'de o olur" dedi.

Erdoğan gelen soru üzerine "Türk medya mensubu olarak Economist'in yorumuna evet diyor musunuz? Benim milletim tayin ediyor. Benim milletim ne derse Türkiye'de o olur. Türkiye'nin kaderini İngiliz dergi tayin edemez" dedi. 

Fahrettin Altun'dan Economist'e: Sahte bir gazetecilik... Sizi kim ciddiye alsın!

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da yaptığı açıklamada, “Yine başladılar. The Economist, entelektüel açıdan tembel, sıkıcı ve kasıtlı bir cehalete dayalı Türkiye tasvirini yeniden piyasaya sürdü” dedi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun The Economist’in Türkiye hakkındaki yazıları hakkında sosyal medya hesabından, “Yine başladılar! The Economist, entelektüel açıdan tembel, sıkıcı ve kasıtlı bir cehalete dayalı Türkiye tasvirini yeniden piyasaya sürdü. Klişe sözler, dezenformasyon ve küstah bir propagandayla kendilerince Türk demokrasisinin sonunu ilan ediyorlar. Ölçüyü aşan manşetler ve provokatif görsellerle oluşturdukları pazarlama teknikleri sözde dergilerini satmalarına yardımcı olabilir. Ancak okuyuculara bunun ucuz propaganda ve dezenformasyona dayalı sahte bir gazetecilik olduğunu hatırlatmalıyız. Türk halkı demokrasiye, eşitliğe ve özgürlüğe olan bağlılığını defalarca göstermiştir. Siyasi sistemimiz, halkımızın demokrasimizi korumak için kanını akıttığı 15 Temmuz 2016'daki hain darbe girişimi de dahil olmak üzere pek çok musibeti atlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan vatandaşlarımızı darbecilere karşı direnmeye çağırdığında milletimizin bu çağrıya cevabı asırlık bir ders niteliğindeydi. Economist'teki sözde gazeteciler ve editörler, belli ki halkımızın demokrasimiz için verdiği mücadele hakkında düzgün bir gazetecilik yapma zahmetine asla girmemişler. Bu, büyük ölçüde, girdiği her seçimi kazanmış ve demokratik yollarla seçilmiş Cumhurbaşkanımıza karşı açıklanması güç ve sonu gelmeyen nefretlerinden kaynaklanıyor. Türk halkının Erdoğan'a nasıl ve neden güvendiğini araştırma zahmetine katlanamıyorsanız, sizi kim ciddiye alsın? Ülkemiz, hararetli tartışmaların gerçekleştiği bir seçim dönemine doğru gidiyor. Ülkemiz gerçek anlamda demokratik siyasete sahiptir. Muhalefet aylardır stratejisini belirlemek için çabalıyor. Çok canlı bir demokrasimiz var ve halkımız siyasi sistemini çok güçlü bir şekilde sahipleniyor. The Economist'in Türkiye'de gerçekte neler olup bittiği hakkında haber yapma zahmetine asla girmeyeceğinden eminim. Sadece okudukları haberlerden şüphe duymayan okuyucuları, derginin hazin durumu hakkında uyarmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

Tepkiler büyüyor

The Economist'in Türkiye'yi bir diktatörlük ve imparatorluk gibi göstermeye çalışakn skandal kapağı ve analiz yazısına sosyal medyada da tepki yağıyor. Özellikle Türkiye hakkında yanıltıcı haberler ve bilgiler vermesi ile tanınan İngiliz derginin bu kapağı ve haberini de maksatlı olduğu belirtiliyor. 
 

Erdoğan seçim tarihi sorusunu da yanıtladı 

Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, "Miçotakis'in söylemleri bölgenin kaderini belirlemeye yeterli değildir. Adalar'ı silahlandırmak suretiyle Lozan'a ters adımlar atılıyor. Gerekli şeyleri söylüyoruz. Başlarının çaresine bakacaklar" dedi. 

Erdoğan, "Seçim 14 Mayıs'ta mı olacak?" sorusuna da "Hukuk farklı bir şey. Ama bunun yanında guguk o da farklı bir şey. Seçimle ilgili yetkinin kimde olduğunu bilmeyecek kadar cahillerin eline kaldık. Şu anda Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır. Kararnameyle 60 gün önceden bu işin ilanını yapar. YSK kronolojik yapıyı çalıştırır. Diyelim Martın 10'unda ondan son 60 gün çalışmaya başlar. Bunu da YSK takip eder. Bunlar bu işin farkında değil ama 14 Mayıs'ı konuşmaya başladılar. Bu olumlu bir adımdır" dedi. 

Yorumlar (0)

Gelişmelerden Haberdar Olun

@